Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9397 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11697 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: İzmir 2. İş MahkemesiTarih: 26.4.2006No: 487/267Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine ,2- Dava, iş kazası sonucu beden güç kaybına uğrayan davacının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulü ve ilişkin karar Dairemizce bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma kararının gerekleri yerine getirilmeden sonuca gidilmiş olması isabetsiz olmuştur. Maddi zararın hesabında hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretin esas alınması zorunludur. Asgari ücret kamu düzenine ilişkin olduğundan, hakim bu hususu resen nazara almakla, yükümlüdür. Kuşkusuz, tazminat hesabı yap??lırken, işçinin yaşı ve işçide oluşan meslekte kazanma gücü kayıp orarına göre ileride çalışıp yaşlılık aylığına hak kazanması üstün olasılık içinde bulunması durumunda da zarar hesabında pasif dönemde elde edeceği kazançların dahil edileceği gerçeğide ortadadır. Somut olayda mahkemece 26.4.2006 tarihinde hüküm kurulmuş, hükme dayanarak alınan 1.8.2005 tarihli raporda ise sigortalının ücreti asgari ücrete göre oranlanmak suretiyle tesbit edilmiş isede raporun tanzim tarihinden sonra 1.1.2006 tarihinde yeni asgari ücret yürürlüğe girmiş, davacıya S.S.K'ca 1.12.2004 tarihden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı halde aktif dönem hesabı 60 yaşını ikmal edeceği 3.3.2013 tarihine kadar yapılmış, pasif dönem ise hesaba katılmamıştır.Hal böyle olunca hükme dayanak alınan hesap raporunun yukarıda açıklanan ilkeleri içermediği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olmadığı görülmektedir.Mahkemece yapılacak iş; hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan asgari ücretteki artış miktarı nazara alınarak ücreti yeniden tesbit etmek, davacının emekli olduğu 1.12.2004 tarihine kadar aktif dönem,bu tarihten 69 yaşın bitimine kadar pasif dönem hesabı yapılarak davacının yeniden maddi zararını belirlemek ve belirlenen bu zarardan 4447 sayılı Yasa'nın Ek 38. maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanan peşin sermaye değeri indirilmek suretiyle sonuca gitmektir.Diğer yandan, olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, meydana gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne özellikle 26.6.1996 gün ve 1966/7-7 İçtihadı Birleştirme Kararının somut olayda gerçekleşme bitimine, hak ve nesafet kurallarına göre davacının talep ettiği manevi tazminat miktarının aynen hüküm altına alınması gerekirken istemin kısmen kabulüne karar verilmiş olması da isabetsiz olmuştur. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 3.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.