Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9396 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 14016 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Yozgat 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarih : 7.7.2006No : 791-966 Davacı 20.4.1982-9.5.1988 tarihleri arası iptal işleminin kaldırılarak esnaf Bağ-Kur hizmetinin geçerli olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, 20.4.1982-22.3.1985 ve 1.4.1985-9.5.1988 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun testinini ve aksine olan kurum işleminin iptalini istemiştir. Mahkemece, istemin kabulü yolunda hüküm kurulmuş ise de davacının 1.4.1985-9.5.1988 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı sayılması doğru görülmemiştir. Davacı, 1.2.1980 tarihinde geçmişe yönelik olarak 29.12.1979 tarihi itibariyle Kuruma tescil edilmiştir. Dosyaya ekli kayıtlara göre de; davacının 1.5.1979-31.3. 1982, 9.5.1988-18.7.1988 ve 2.12.1991 tarihinden devam eden vergi kaydının bulunduğu yine 30.4.1976-1.4.1985 ila 10.5.1988 tarihinde devam eden meslek oda kaydı ile 5.1.1999'dan devam eden Esnaf Sicil kaydının var olduğu anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık davacının oda kaydının bulunduğu ancak vergi kaydının bulunmadığı 20.4.1982-22.3.1985 tarihleri ile, yasal kayıtları bulunmadığı halde 2003 yılı içinde ödemiş olduğu primlere göre 1.4.1985-9.5.1988 tarihleri arasında da Bağ-Kur sigortalısı sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadr. Gerçekten, 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı yasanın 24. maddesine göre bir kimsenin zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olması için meslek kuruluş kaydı ile birlikte kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması gerekmektedir. Öte yandan 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasanın 6. maddesi ile değişik 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmak için ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olması gelir vergisinden muaf olanlarında meslek kuruluşuna kayıtlı olması hükmü yer almaktadır. görüldüğü üzere 20.4.1982 tarihinde yapılan değişiklik, değişiklikten önceki mevzuatın öngördüğü koşullara sahıp olan sigortalıların, sigortalılıklarına son vermemekte değişikliğin yürürlüğe girdiği 20.4.1982 tarihinde Bağ-Kur'a yeni kayıt ve tescil edilecekler için yeni düzenlemeler öngörmektedir. Tersinin kabulü kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olurki, bu durumun kabulüne yasaca ve hukukça olarak olmadığı ortadadır. Kaldıki 2654 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde yapılan değişiklikte vergi mükellefi olmayan vergiden muaf olanlardan, kanunla kurul meslek kuruluşlarına kayıtlı olanlarında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılacağı açıktır. Bu durumda 20.4.1982 tarihinde yürülüğe giren değişik 1479 sayılı Yasa'nın 24/h bendinin öngördüğü koşullara sahip olduğundan davacının 20.4.1982 ila 22.3. 1985 tarihleri arasında Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 23.5.2001 gün 2001/21- 420 E. 2001/ 430 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere, Bağ-Kur sigortalı sayılması doğrudur. Ancak davacının 1.4.1985 ila 9.5.1988 tarihleri arasında kalan sürelerde de Bağ-Kur sigortalısı sayılması yerinde değildir. Gerçekten davacının bu süre içerisinde bağımsız çalışmasına esas yasal hiç bir kaydının bulunmadığı,yasal sigortalılık statüsünün oluşmadığı ekli kurum belgesine görede bu tarihler arası Kurumca terk tarihleri sayılarak 2003 yılında tahsil edilen primler içerisinde 1.4.1985 ila 9.5.1988 tarihleri arası bu dönemin bulunmadığı, dolayısıyla davacının bu süreye ilişkin prim ödemesinin olmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki; 2003 yılı içerisinde davacıdan bu yıllara ilişkin prim tahsil edilmiş olsa dahi, bu toptan ödeme ile geriye yönelik sigortalılık statüsünün oluşamayacağı, Yargıtay hukuk Genel Kurulu'nun 25.12.2002 gün ve E:2002/ 21-1062, K: 2002/1098 sayılı kararında da belirtildiği üzere MK'nun 2. maddesinde açıklanan objektif iyi niyet kuralından yararlanmasının mümkün olmadığı da ortadadır. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular ile yazılı Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararı gereğince 1.4.1985 ila 9.5.1988 tarihleri arasında kalan süreye ilişkin talebin reddi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.