Mahkemesi: Silivri 2.Asliye Hukuk İş MahkemesiTarih: 23.11.2006No: 144-13Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelen davacının uğramış olduğu maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu tür tazminat davalarında zarar hesabında hangi ücretin esas alınacağı önem arzetmektedir. Bu nedenle zararların tazmininde ana ilke gerçeğe en yakın ücretin esas alınmasıdır. Bilinen ve fiilen çalışılan dönem hesabında bilinen ücretlerin alınması esastır. Bilinen dönem dışında kalan çalışma dönem kazanç kaybı hesabı tamamen varsayıma dayalı hesaplanmaktadır. Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının emekli olduğu dosya içerisinde mevcut SSK sigortalı hizmet dökümü içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca sigortalının aktif devre sonuna kadar işyerinde çalışacağından hareketle zarar hesabının yapılmasının gerçeği yansıtmadığı açıktır. Bu bakımdan davacının gerçek çalışma süresinin belirlenmesi için emekliye ayrıldığı tarihin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerektiği açık–seçiktir.Yapılacak iş, iş kazasına maruz kalan işçinin hangi tarihte emekli olduğunu araştırmak, emekli olduğu tarihin belirlenmesi durumunda, emeklilik tarihine kadar işyeri koşulları gözönünde tutularak ücret alacağı varsayılarak zarar hesabı yapılmak, emekli olduğu tarihten sonrası içinde aktif devre sonuna kadar asgari ücretten hesap yapılarak zararı belirlemek, 4447 sayılı Yasa’nın Ek 38.maddesi gereğince hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan verilere göre hesaplanan peşin sermaye değeri Kurum’dan sorularak bildirilen miktarı hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan veriler nazara alınarak hesaplanan tazminattan indirilmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.