MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 2005-2009 yılları arası her yıl Nisan-Kasım ayları arası davalı işveren nezdinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, yazılı olduğu şekilde istemin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, bu sonuca eksik araştırma ve inceleme sonucu varılmıştır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır.Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurumca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı, kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de, çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı adına davalı işveren tarafından, 20/06/2005 ve 07/07/2009 tarihli işe giriş bildirgelerinin Kuruma verildiği, yine davacı adına 20/06/2005-10/09/2005 ve 07/07/2009-06/11/2009 tarihleri arası bildirim yapıldığı, davacı tarafından gösterilen tanıklar davacının çalıştığı yönünde, davalı tarafından gösterilen tanıklar ise davacının 2005 ve 2009 yıllarında çalıştığını diğer yıllarda çalışmadığını belerttikleri, emniyet müdürlüğü aracılığıyla tespit edilen komşu işyeri tanıklarının fiili çalışmayı doğruladıkları anlaşılmaktadır.Somut olayda, her ne kadar emniyet müdürlüğü aracılığıyla tespit edilen komşu işyeri tanıkları fiili çalışmayı doğrulamışlar ise de, hizmet tespiti davaları kamu düzeniyle ilgili olup bu nedenle özel bir duyarlılıkla yürütülmesi gerekmektedir. Bu tür davalarda öncelikle bordro tanıklarının, yani davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş şahısların tespit edilip beyanlarının alınması gerekmektedir. Dönem bordrosu verilmemiş veya bordro tanığı bulunumazsa yada bordro tanıklarının beyanları yeterli bulunmazsa o takdirde komşu işyeri tanıklarının tespit edilip beyanlarının alınması gerekmektedir. Bu nedenlerle bordro tanıkları tespit edilip dinlenmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş; öncelikle uyuşmazlık konusu dönemi kapsayacak şekilde Kurumdan dönem bordrolarını getirtmek, bordro tanıklarını resen tespit edip dinlemek, eğer dönem bordrosu verilmemiş veya bordro tanığı bulunamaz yada beyanları yeterli olmaz ise, komşu işyeri tanıklarının fiili çalışmayı doğruladıkları dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacı ve davalılardan Şti.'ne temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 06/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.