Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9238 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 1484 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Ankara 14.İş MahkemesiTarih : 15.12.2005No : 113-769Davacı Bağ-Kur'a tabi hizmetlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbitini istemiş, mahkemece yazılı gerekçelerle istemin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 1956-1982 tarihleri arasında fasılalı zorunlu SSK hizmetlerinin bulunduğu 1992-1996 tarihleri arasında SSK isteğe bağlı sigortalısı olduğu 1.7.1997 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumunca yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının kahvehane işinden dolayı 25.11.1986- 26.12.2002 tarihleri arasında vergi, 15.1.1999-31.12.2002 tarihleri arasında oda , 15.1.1999 tarihinden başlayarak devam eden sicil kayıtlarının bulunduğu Bağ-Kur'un davacının 25.11.1986 tarihinde başlayan vergi kaydını dikkate alarak 24.9.1996 tarihinde resen geriye doğru 25.11.1986 tarihinden itibaren kayıt ve tescilini gerçekleştirerek bu tarihten itibaren kesintisiz Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul ettiği, Sosyal Sigortalar Kurumunun davacının devam edegelen Bağ-Kur sigortalılığını nazara alarak 1992-1996 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığın zorunlu sigortalılık karşısında geçersiz olduğuna ve bu durumda kurumdan aylık bağlanmasına hak kazanmadığına karar vererek yaşlılık aylığını iptal ederek 1.7.1997-24.2005 tarihleri arasında ödenen tüm aylıkları davacı adına borç kaydettiği anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere Bağ-Kur ile birlikte Sosyal Sigortalar Kurumunun işlemleri sonucu davacının aylığının iptal edildiği, verilecek kararın sonuçta SSK'nunda hak alanını ilgilendirdiğinden SSK'nun da davaya dahil edilmesi gerektiği ortadadır. Mahkemece Sosyal Sigortalar Kurumununda davaya yöntemince dahil edilmesi sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilini bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.