Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9215 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 2257 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Uşak İcra MahkemesiTarihi : 28.12.2005No : 571-701Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık 3.kişinin İİK.’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir. Davacı 3.kişi, dava konusu 3.9.2005 tarihinde kayden haczedilen ....plakalı aracı, borçludan 18.7.2005 tarihinde mülkiyeti saklı tutma kaydıyla satın aldığı halde davalı alacaklı tarafından haczedildiğini belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak Medeni Kanun'un 764. ve 765. maddeleri ile Borçlar Kanunu'nun 222 ve devamı maddeleridir. Anılan madde hükümlerince göre, kural olarak, mülkiyeti saklı tutulmak kaydıyla yapılan satış, noterce özel siciline kaydedilmemişse, satış kesin satışa dönüşmüş olacağından davanın kabulü doğrudur. Ancak davacının dayandığı 18.7.2005 tarihli mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi TMK.’nun 764. maddesine uygun şekilde noterde düzenlenme şeklinde yapılarak devralanın yerleşim yeri noterliğindeki özel sicile kaydedilmişse, Yasanın aradığı koşulları taşıyan geçerli bu sözleşme ile mülkiyet, satıcı üzerinde kalır, alıcıya geçmez. Alıcı ancak satış bedelinin tamamını ödedikten sonra malın sahibi olur. Somut olayda; mülkiyetin saklı tutulması kaydıyla düzenlenen senette yazılı bakiye satış bedelinin 7.11.2005 tarihli Noterde düzenlenmiş ibraname ile satıcı borçluya ödendiği ve senet alıcısının bu suretle mülkiyeti 7.11.2005 tarihinde iktisap ettiği anlaşılmaktadır. Oysa Mahkemece mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışa dair 18.7.2005 günlü satışın noterlikçe, özel siciline kaydedilip edilmediği sorulmamıştır (MK. md. 764). Öncelikle, bu husus araştırılarak, özel sicile kayıt yoksa, satışın koşulsuz ve kesin satış olacağı nazara alınarak davanın kabulü; özel sicile kaydedilmişse senette yazılı bakiye satış bedeli haciz tarihinden sonra satıcıya ödenmiş olduğundan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Hal böyle olunca, eksik araştırma ve inceleme ile yanlış değerlendirme sonucu davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.