Mahkemesi : Manisa İş MahkemesiTarih : 19.4.2005No : 689-1273Davacı 1.5.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddine.2-Davacının temyizine gelince; Davacı ölen sigortalı kızından 1.5.2003 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti ve biriken maaşlarının faiziyle birlikte davalı kurumdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yapılan incelemede davacının kızının 7.4.2003 tarihinde öldüğü 24.4.2003 tarihinde davacı tarafından ölüm aylığı talep edildiği davalı kurumca önce 5 yıl sigortalılık koşulu gerçekleşmediğinden talebin red edildiği ancak yargılama devam ederken 21.12.2005 tarihinde davacının eşinden boşandığı 1.11.2003 tarihinden geçerli olmak üzere davacıya ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasanın 45. maddesi d) fıkrasında belirtilen geçiminin sigortalı tarafından sağlandığı belgelenen ana- babaya aylık bağlanmasına " ilişkin koşul 4956 sayılı Yasa'nın 23. maddesiyle yapılan değişiklikle " bu kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmayan bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir ve aylık almayan anne ve babaya ölüm aylığı bağlanacağı şeklinde değiştirilmiştir. 24.7.2003 tarihinde yapılan bu değişiklikle davacı anne ölüm aylığına hak kazanmış olduğundan anılan Yasa'nın yürürlük tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanması gerekirken 1.11.2003 tarihinden itibaren aylık bağlanması hatalıdır. Diğer yandan davacının birikmiş aylık ve faiziyle ilgili talebi olmasına rağmen mahkemece davacıya talep ettiği miktar açıklattırılarak Kurumdan ödenen miktar sorulduktan sonra davacının bu talebi ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu konuda karar verilmemiş olması da usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 5.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.