Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9108 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3084 - Esas Yıl 2010





Davacı, 1.11.1994- 25.7.2008 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 1.8.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi B.M……… Ş…….. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava nitelikçe, davacının 31.12.1994-01.02.2000 tarihleri arasında kalan sigortalılığını iptal eden Kurum işleminin iptali ile 01.11.1994 ile 25.07.2008 tahsis talep tarihi 01.08.2008 arasında kalan sürede 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğunun ve 01.08.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile davacının 01.11.1994 ile 25.07.2008 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğunun ve 01.08.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir. Davacının Kuruma verdiği 24.01.2000 tarihli giriş bildirgesi üzerine 01.02.2000 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tescil edildiği, davalı Kurumca 03.07.2008 tarihli başvurusu üzerine 13.10.1994 tarihinde yapılan tevkifat dikkate alınarak tescil tarihinin 01.11.1994 olarak düzeltildiği, 01.11.1994-30.04.2008 tarihi arasındaki döneme ilişkin prim borçlarının 5510 sayılı Yasadan yararlanılarak Kuruma ödendiği, 03.07.208 tarihinde iki yıllık askerlik süresinin borçlanılarak borçlanma bedelinin 23.07.2008 tarihinde ödendiği,25.07.2008 tarihinde tahsis talebinde bulunulduğu, tahsis talep tarihinde prim borcunun bulunmadığı, davalı Kurumun tahsis istemi sonrasında davacının dosyasını inceleyerek zirai kuruluş kaydının bulunmadığından 01.11.1994 tarihinde başlatılan sigortalılığın 31.12.1994 tarihi itibarıyla sona erdiğini ve primleri ödenen 01.01.1995-01.02.2000 tarihleri arasındaki sigortalılığın geçersiz olduğunun kabul ederek, tahsis talep tarihinde davacının 15 yıl pirim ödemesinin bulunmadığı, prim ödeme gün sayısının 1566 gün noksan olduğundan yaşlılık aylığı istemini reddettiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Davacının 01.11.994-31.12.1994 ve 01.02.2000 ile 25.07.2008 tahsis talep tarihi arasında kalan sürede 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu, kurumca iptal edilenlerle birlikte primleri ödenen süre dikkate alındığında tahsis talep tarihinde yaşlılık aylığı koşularının bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 5510 sayılı Yasaya göre kurumca primleri tahsil edilen ve tahsis isteminden sonra iptal edilen 01.01.1995-01.02.2000 tarihleri arasında kalan sürede davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabulünün mümkün bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece davacının uyuşmazlık konusu dönemde Tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğu kabul edilerek sonuca gidilmişse de varılan bu sonuç hatalı olmuştur. Gerçekten 2926 sayılı Yasanın 10.maddesi kapsamındaki kurum ve kuruluşlarda önceden gelen ve devam eden üyelik kaydının bulunduğu durumlarda, sigortalının kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyetine ara verdiğine ilişkin delil yoksa ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihten sonra 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak kabulü mümkündür. Somut olayda davacının ziraat odası kaydı 23.07.208 tarihinde başlamaktadır. 31.12.1994 tarihinden sonra giriş bildirgesinin verildiği 24.01.2000 tarihine kadar prim ödemesi ya da tevkifatı olmadığı gibi 10.maddede sayılı kuruluşlarda kaydının bulunmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu duruma göre davalı Kurumun 01.01.1995-01.02.2000 tarihleri arasında kalan dönemde davacının 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olma koşularının bulunmadığına ve yeterli pirim ödeme gün sayısının bulunmaması nedeniyle yaşlılık aylığı talebinin reddine dair Kurum işlemi yerindedir. Ancak, davacının uyuşmazlık konusu döneme ilişkin primleri 10.07.2008 tarihinde ödediği, iptalden ise 21.01.2009 tarihli tahsis isteminin reddine ilişkin yazı ile haberdar olunduğunun anlaşılmasına göre tahsil edilen primlerin uzun süre kullanılarak nemalandırılmasının söz konusu olmadığı ortadadır. Öte yandan geçmiş prim borçlarının ödenmesi bakımından 5510 sayılı Yasadan yararlanılması, Kurumun bir kısım alacaklarından vazgeçmesi sonucunu doğurduğu, yararlanmak için sınırlı bir sürede Kuruma başvuru gerektiği göz önüne alındığında, bu uygulamadan yararlanması için sigortalının Kurum tarafından zorlandığını söylemekte mümkün değildir. Aksine getirdiği ödeme kolaylıkları nedeniyle bu yasadan yararlanmanın sigortalı açısından fırsat olduğu açıktır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne dair hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.