Mahkemesi : İstanbul 8. İş MahkemesiTarih : 07.06.2006No : 2101-407Davacı, 1988-1997 tarihleri arası Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile prim borçlarının ödediğine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, Haziran 1988-31.08.1996 tarihleri arasındaki dönemde isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve bu döneme ilişkin primlerin ödenmiş olduğunun tesbitini istemiştir. Mahkemece; davacının 24.03.1988-27.01.1997 tarihleri arasında Bağ-Kur isteğe bağlı sigortalısı olduğunun tesbit ve tesciline karar verilmiştir. 1479 sayılı Yasa’nın 79. maddesi 3.fıkrası son cümlesinde “… sigortalının toplam borcunun üç aylık prim ve ceza tutarından fazla olması halinde sigortalının daha önce ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle sona ereceği” açıkça belirtilmiştir. Somut olayda davacı 24.03.1988 tarihi itibariyle isteğe bağlı sigortalı olduğu 11.05.1988 tarihinde primi ödedikten sonra 06.06.1997 tarihine kadar hiç prim ödemesi yapmadığı; bu tarihler geçmişe dönük olarak 10.03.1998 tarihine kadar primlerini ödediği; bu dönemde 15.11.1996-15.12.1996 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı ve 01.02.1997-30.01.2002 tarihleri arasında da isteğe bağlı SSK. sigortalısı olduğu; davalı Kurumun 24.03.1988-08.02.1990 tarihleri arasında davacıyı isteğe bağlı sigortalı saydığı anlaşılmaktadır. Davacı; kurumca sigortalı sayılan 08.02.1990 tarihinden sonra 06.06.1997 tarihine kadar hiç prim ödemediğinden; bu tarihle toptan prim ödeyerek isteğe bağlı Bağ-Kur’luluğu geçerli hale getiremez. Kurumun davacının sigortalılık koşullarını taşımadığı dönem için hatalı işlem yaparak geriye yönelik prim tahsil etmesi davacı yararına kazanılmış hak oluşturmaz. Nitekim benzer konuda HGK.'nun 25.12.2002 tarih ve 2002/21-1062 E. 2002/1098 karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır. Kaldı ki; mahkeme kabulü nazara alındığında; davacının SSK.’na tabi sigortalı dönemi de kapsayacak şekilde; tesbit kararı verildiği görülmektedir. Mahkemece SSK.’nun hak alanını ilgilendiren bir konuda; dahili davalı yapılmadan ve talep aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi de isabetsizdir. Yapılacak iş; davacıya SSK. Başkanlığını yöntemince davaya dahil etmesi için önel vermek bu Kurumun savunmasıda alınarak çıkacak sonuca göre karar vermektir.Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.O halde davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.