Mahkemesi : Çorum İş MahkemesiTarih : 2.10.2006No : 1847-2116Davacı ilk prim kesinti tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı ürün bedelinden ilk Bağ-Kur prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden ay başından itibaren varsa SSK'na tabi çalışmalarının bulunduğu yılların dışında 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.Mahkemece kısmen kabul ile davacının 18.04.1999 tarihinden itibaren devam eden 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığın dışında 1.5.1995 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının ilçede Ziraat Odası olmadığından İlçe Tarım Müdürlüğünün 2001-2005 DGD kayıtlarında çiftçi belgesine sahip olduğu, Tarım Kredi Kooperatifine kayıtlı olmadığı, Pancar Ekicileri Kooperatifi kaydının araştırılmadığı, zirai arazisinin bulunduğu, davacının sattığı pancar ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 14.4.1995 tarihinde bankaya yatırıldığı, başkaca prim kesintisinin olup olmadığının mahkemece araştırılmadığı, 01.01.1991-31.12.1999 tarihleri arasında 720 gün, 2925 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığının olduğu, 18.04.1999 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğu görülmektedir.Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımındanTarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, başka bir sosyal güvenlik yasası kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve bu çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Mahkemece davacının 1.5.1995-31.12.1995 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkin verilen karar yerinde ise de kesintinin bulunmadığı ve tarımsal faaliyetinde kanıtlanmadığı 1.1.1996-18.4.1999 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar verilmiş olması, ayrıca davacının 18.4.1999 tarihinde başlayıp halen devam eden 1479 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalılığı bulunduğundan mahkemece 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığın 17.4.1999 tarihinde son bulduğunun tesbitine karar verilmesi gerekirken 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğu sürelerin dışlanmasına karar verilmiş olması, diğer yandan dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 1.1.1991-31.12.1999 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa'ya tabi 720 gün sigortalılığı bulunduğu anlaşılmakla 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık zorunlu sigortalılık olup, isteğe bağlı sigortalılık ile çakışması durumunda asıl olanın zorunlu sigortalılık olduğundan, zorunlu sigortalılığa değer vermek gerekirse de; somut olayda davacının isteğe bağlı sigortalılık statüsü önceden oluştuğundan, sonradan davacının bu dönemde Tarım Bağ-Kur Sigortalısı olarak kabul edilip, isteğe bağlı sigortalılığın iptal edilmesi mümkün olmadığından davacının 2925 sayılı Yasa'ya tabi isteğe bağlı sigortalı olduğu sürelerin dışlanmamış olması hatalı olmuştur. Yapılacak iş; davacıya ihtilaf konusu olan 1.1.1996-17.4.1999 tarihleri arasında ürün satışı yaptığı kişi,kurum ve kuruluşları açıklattırmak bu kişi,kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak,yapılmış ise belgelerini getirtmek ve kesintinin bulunduğu yıllar için Tarım Bağ-Kur.sigortalılığın tespitine karar vermek,kesinti bulunmayan yıllar için davacının ürün teslim edip etmediği, Pancar Ekicileri Kooperatifi ile başkaca zirai amaçlı kooperatif kaydının bulunup bulunmadığının araştırılarak,bulunması halinde kayıt tarihlerini gösteren belgeleri getirtmek ve varsa zirai amaçlı banka kredisi kullanıp kullanmadığının araştırılıp gerekirse,ihtilaflı dönemde görev yapan muhtar ve azaların isimlerini tespit ederek tanık olarak beyanlarına başvurmak ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonuca gitmektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.