Mahkemesi : İstanbul 5.İş MahkemesiTarih : 02.05.2006No : 1325-431Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, davalılardan A.Ş.aleyhine açılan davanın reddine, 92.695.35.-YTL. maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ile davalılardan A.Tic. Ltd. Şti. ve A.Tekstil Tic. Ltd. Şti. vekillerince istenilmesi ve davacılar ile davalılardan Andelip Tic. Ltd. Şti. vekillerince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 26.09.2006 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat S.K. Ile davalılardan A.Tekstil Tic. Ltd. Şti. ve A.Ş.vekili Avukat A.H., A.Tekstil Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat Ö.F.G.geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre,davalılar A.Tekstil A.Ş ile A. Ltd.Şti’nin tüm, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, 19.03.2002 günü iş kazası sonucu ölen Mustafa Uğur’un hak sahiplerinin maddi ve manevi zararların giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı A. Ş.'e yönelik dava kusursuz olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Davalılardan A.Ş.’in dava konusu olay nedeniyle ceza mahkemesinde yargılandığı ve D. Asliye Ceza mahkemesinin 01.12.2005 gün ve 2002/93E,2005/358 sayılı ilamı ile 6/8 oranındaki kusurlu hareketiyle davacılar murisinin ölümüne sebep olmaktan dolayı suçlu bulunarak cezalandırılmasına karar verildiği dosya içerisinde bulunan karar fotokopisinden anlaşılmaktadır.Ne var ki anılan ceza mahkemesi kararının kesinleştiğine dair dosya içerisinde bilgi ve belge yoktur. Borçlar Kanunun 53.maddesine hukuk hakimi kusur olup olmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa dair hükümleri ile bağlı olmadığı gibi ,kusurun takdiri ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda da ceza mahkemesi kararı ile bağlı değildir.Ancak ceza mahkemesinin mahkumiyet kararındaki, fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptıyan maddi olaya ilişkin kabul, hukuk hakimini de bağlar.Bu duruma göre D. Asliye Ceza mahkemesinin davalı A. Ş. hakkında verdiği mahkumiyet kararının kesinleştiğinin belirlenmesi halinde anılan davacının kusur durumunun kesinleşen ceza davasındaki maddi olguya göre belirlenmesi, giderek ceza davasında kesinleşmiş mahkumiyeti olan kimseye de uygun bir kusur verilmesi gerekir.Hal böyle olunca da ceza mahkemesinin mahkumiyete ilişkin ilamının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan davalı Adem Şahin’i kusursuz bulan 22.10.2004 ve 5.7.2005 tarihli kusur bilirkişi raporlarının karara esas alınması usul ve yasaya aykırı olmuştur.3- Zararlandırıcı sigorta olayı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin zararının hesaplanmasında hüküm tarihine en yakın tarihteki verilerin esas alınması gerekir. Somut olayda sigortalının asgari ücretin 2.29 katı ücretle çalıştığı kabul edilerek hak sahiplerinin tazminat hesabının yapıldığı 6.12.2005 tarihli rapor karara esas alınmıştır.Oysa 1.1.2006 tarihinden itibaren yeni asgari ücret yürürlüğe girmiştir.Hal böyle olunca da hüküm tarihine en yakın tarihte belli olan (yürürlükte olan) asgari ücretin oranlanması suretiyle hak sahiplerinin zararının hesaplanması gerektiği gerçek belli iken varsayıma gidilemeyeceği göz ardı edilerek 31.12.2005 tarihine kadar geçerli asgari ücrete oranla yapılarak belirlenen ücretlerle davacıların zararlarının hesaplandığı 6.12.2005 tarihli hesap raporunun tazminatın belirlenmesinde esas alınması isabetsiz olmuştur.4-Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına göre,davacı eş ve çocuklar yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu açıkça belli olmaktadır.Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA davacılar yararına takdir edilen 450.00 YTL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine, 26.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.