MAHKEMESİ : Ankara 12. İş MahkemesiTARİHİ : 20/06/2007NUMARASI : 2006/210-2007/390 Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığı ve kuruma eksik bildirilen hizmetlerinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı S.S.K. nun ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, davalı Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Halk Eğitim Merkezlerinde 01.12.1986 tarihinden itibaren sözleşmeli usta eğitmen olarak her yıl Eylül ayı ile takip eden yıl Haziran ayına kadar hizmet akdine dayalı olarak sürekli çalıştığının tesbitini istemiştir.Mahkemece davacının 11.12.1986-11.4.2006 tarihleri arasında davalı Bakanlığa bağlı işyerinde aralıksız çalıştığının kabulüyle, Kuruma bildirilmeyen 3265 gün çalışmasının bulunduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının davalı Bakanlığa bağlı 130255 sigorta nolu Altındağ Halk Eğitim Merkezi işyerinden 1987/1.2 dönemde 84 gün, 1988/3. dönemde 27 gün, 1989/1.2 dönemde 61 gün, 1990/3 dönemde 47 gün, 1991/1.2.3 dönemde 123 gün, 1992/1. dönemde 60 gün, 1993/1. dönemde 95 gün, 1994/1.2 dönemde 59 gün, 1996/1.2.3 dönemde 134 gün, 2003/1.2.3 dönemde 77 gün, 2004/1. dönemde ve 5.6. aylarda 62 gün, 2005/ 11.12 aylarda 21 gün, 2006/1.2.3 dönemde 48 gün çalışmasının bildirildiği, 130255 sigorta nolu Altındağ Halk Eğitim Merkezi işyerinin 1.3.1984 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı,... Sigorta nolu Ankara Halk Eğitim Merkezi işyerinin 29.2.1996 tarihli müfettiş raporuna istinaden .. sigorta nolu işyeri dosyasında birleştirildiği, S.G.K’ca davacının davalı işyerinde 1.12.1986 tarihinden itibaren usta öğretici olarak çalışmaya başladığı ve 18.6.2006 tarihinde işyerinden ayrıldığı 1986/3. dönem ile 2004/1. dönem arasındaki dönem bordrolarının İhtiyarlık Sigorta Müdürlüğüne gönderildiğinin bildirildiği, davacının Mamak Halk Eğitim Merkezi’nde tarihsiz olarak ve Ulu Önder İlköğretim Okulu’nda da 2003-2004 yılları mefruşat dersi günlük planlarını ibraz ettiği, ücret ödemesine ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığı, davacının işyeri şahsi dosyasının mahkemece getirtilmediği görülmektedir. 21.5.1977 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı kurumlarında sözleşmeli veya ek ders görevi ile görevlendirilecek uzman ve usta öğreticiler hakkında yönetmelik ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89.maddesi uyarınca yürürlüğe konulan Milli Eğitim Bakanlığı öğretmen ve yöneticilerinin ücretli ders saatlerine ilişkin 4.11.1983 tarihli Bakanlar Kurulu kararında, kadrolu bulunmayan uzman ve usta öğreticilerin “ders ücreti karşılığı” görevlendirileceği açıkça belirtilmiştir. Ayrıca, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63.maddesi (1475 sayılı Kanun’un 61.maddesi) gereğince 7.5 saatlik çalışma süreleri bir gün kabul edilmektedir.Öte yandan, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir Kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Mahkemece, davacının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamıştır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen işyerindeki amir, şef, ve müdür gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıkların davacıyla birlikte bu işyerinde çalıştığı belirtilmiş ise de; bu tanıkların işyeri kayıtları getirilmemiştir. Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.Yapılacak iş; davacının şahsi dosyasını ve tespitini istediği yıllara ilişkin dönem ve ücret bordroları getirtilerek anılan çalışmalarının, gerçekten olup olmadığını saptamak, bu tür belgelerde noksanlık varsa, davalı bir kamu kurumu olması nedeniyle bunun nedenini araştırmak, mahkemece önceden dinlenen tanıkların bordrolu olup olmadıklarını belirlemek, davacı ile aynı işyerinde çalışan ilgili amir, müdür gibi yetkili kişilerin beyanlarına baş vurmak, davacının tamgün esasına göre mi yoksa part-time esasına göre mi çalıştığını tespit öderek ilgili Yönetmelik ve Bakanlar Kurulu Kararı'ndaki hükümler de gözetilerek çalışma süresini belirlemek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.