Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8894 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9460 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Gelendost Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarih : 23.3.2006No : 309-35 Davacı murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava davacıların yakınlarının iş kazası sonucu öldüğü iddiasına dayalı uğranılan maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı G. S.'ın isteminin aynen davacı H.S.'ın isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacıları oğlu sigortalı Murat Sarıtaş'ın inşaat işyerinde çalışırken 20.5.2002 tarihinde aşağı düşecek öldüğü bina malikinin davacı R. A.olduğu ve Almanya'da ikamet ettiği diğer davalının ise R.A.'ın kayınpederi olup olay günü M.S.'a inşaatın bodrum katını temizlettiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa'nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurum’ca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak Kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin hale geleceği bildirilmiştir. Diğer yandan, dava nitelikçe S.S.K tarafından karşılanmayan maddi zararın giderilmesi istemine ilişkin olup, haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin belirlenen tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu bakımdan davanın niteliği gözetilerek öncelikle olayın S.S.K’ca iş kazası sayılıp sayılmadığı, S.S.K’ca iş kazası sayılmışsa hak sahiplerine gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması, gelir bağlanmış ise bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin hesaplanan tazminattan düşülmesi, gelir bağlanmamış ise hak sahibine gelir bağlanması için S.S.K’ Başkanlığına karşı dava açması için önel verilmesinde yasal zorunluluk vardır. Başka bir anlatımla, hak sahibine S.S.K.'ca gelir bağlanmaması halinde hak sahibi tarafından Kurum aleyhine açılan davada 506 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin, öngördüğü koşulların oluşmadığının saptanması durumunda, hak sahibine gelir bağlanmayacağı giderek hak sahibinin destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkına sahip olamayacağı açık seçiktir.Bu nedenle, yapılacak iş; öncelikle hak sahiplerine iş kazasının S.S.K.'na ihbar edip olayın Kurumca iş kazası olarak kabul edilmesi halinde gelir bağlanması için müracaatta bulunmak, olayın iş kazası olarak kabul edilmemesi halinde işvereni ve S.S.K. nu hasım göstermek suretiyle tesbit davası açmak olayın iş kazası olarak kabul edilmesi, ancak aylık bağlanmaması halinde S.S.K.'na karşı gelir bağlanması için dava açmak konusunda önel verilmesinde yasal zorunluluk bulunmaktadır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 25.9. .2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.