Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8852 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 12994 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: Batman 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 14/09/2005NUMARASI: 439-797Davacı, 19.01.1993- 25.12.1996 tarihleri arasında geçen 3 yıl 11. ay 6. gün süren Bağ-Kur sigortasının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı, 19.01.1993-24.12.1996 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa' ya tabi Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitini istemiştir.Mahkemece ,davacı tarafından sigortalılık koşulları taşımadığı dönemde iradesini ortaya koyacak şekilde düzenli olarak prim ödenmediği gibi, davacının, 4247 sayılı Yasa'ya göre aftan da faydalanamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.Davacının 08.08.1991 tarihinden itibaren vergi kaydına dayanılarak zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu, zorunlu sigortalılığının vergi kaydının silindiği 18.01.1993 tarihine kadar devam ettiği, bu tarihten sonra ise vergi,meslek kuruluşu ve Esnaf ve Sanatkar Sicili kaydının bulunmadığı, başka bir anlatımla, zorunlu sigortalılık koşullarını yitirdiği anlaşılmaktadır.Gerçekten; davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Yasanın olay tarihinde yürürlükte bulunan 25/a maddesi olup,gelir vergisi mükellefiyetini gerektiren faaliyetin sona ermesi durumunda zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı sona erer.Davacının Esnaf ve Sanatkar Sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarında üye kaydı da bulunmadığından Yasa'nın 25/b maddesine göre de sigortalı sayılması mümkün değildir.Ancak, davacının önceden Bağ-Kur’a tescili bulunduğundan, Kurumca hiçbir araştırma yapılmaksızın davacı tarafından 4247 sayılı Yasa'ya göre yapılan başvuru kabul edilmiş ve davacı zorunlu sigortalı sayılarak 31.12.1996 tarihine kadar olan prim borçları kuruma ödenmiş ve Kurum tarafından da kabul edilerek uzun süre (7 yıl) kullanılmıştır.Bu tarihten itibaren dava konusu olan 25.12.1996 tarihine kadar olan olan primlerin de ödendiği anlaşılmaktadır. Davacıyı kendi hatalı işlemi nedeniyle yıllarca sigortalı sayan Kurumun, davacıya sigortalı olduğu inancını verdikten sonra yaptığı yanlışlığın farkına vararak sigortalılık süresini indirmesi iyi niyetten uzaktır. Yargıtay H.G.K.’nun 01.10.1997 gün, 1997/10-578 E., 1997/758 K.sayılı kararında da belirtildiği üzere; davacının, Sosyal Güvenlik Hukuku ilkeleri ve Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının zorunlu bir sonucu olarak primleri ödenen dönemin zorunlu sigortalı kabul edilmesi gerekir.Mahkemenin, davanın kabulü yerine yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 25.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.