Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8806 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 10941 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : İstanbul 6. İş MahkemesiTarih : 28.12.2005No : 308-1017Davacı davalı işveren nezdinde Eylül 1991-Nisan 1999 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni, gerektirici nedenlere göre davalı SSK’ nun tüm, davacının mahkemenin 12.5.2006 tarihli tavzih talebinin reddine ilişkin temyizinin, red kararının usul ve yasaya uygun olması nedeni ile temyiz talebinin reddine ve red kararının Onanmasına davacının 28.12.2005 tarihli asıl karara ilişkin temyizine gelince; aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine..2- Dava, davacının Eylül 1991- Nisan 1999 tarihleri arasında davalı işverenin yanında kesintisiz, hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir..Dosyadaki kayıt ve belgelerden ; davalı işverence davacının (7922) sicil nolu iş yerinde 28.04.1994, tarihinde işe girdiğine dair işe giriş bildirgesi verildiği, 28.04.1994-30.12.1994 tarihleri arasında 1994/1 dönemde 3 gün, 1994/2 dönemde 95 gün, 1994/3 dönemde 40 gün, 1995/2 dönemde 10 gün, 1995/3 dönemde 40 gün, 1996/1 dönemde 60 gün, 1996/2 dönemde 80 gün, 1996/3 dönemde 80 gün; 1997/1 dönemde 65 gün, 1997/2 dönemde 30 gün, 1997/3 dönemde 35 gün; 1998/1 dönemde 20 gün, 1998/2 dönemde 25 gün, 1998/3 dönemde 45 gün; 1999/1 dönemde 10 gün; bildirimde bulunulduğu iş yeri dosyasında bulunan (1026098) sicil nolu işyerinden verilme 1997, 1998 ve 1999 tarihleri arasında geçen çalışmaları dönem bordrolarında görülmekte, taraflarınca temyize getirilen aynı İstanbul 6. İş Mahkemesinin 2000/1096 Esas sayılı dosyasının 2006/10942 Esas numarası ile Yargıtay incelemesinde olduğu, esasen anılan dosyanın davacısı A.S. Ile 2006/10941 Esas numarası ile temyiz incelemesi yapılan dosyanın davacısı G. S.’ın kardeş olup, ilk önce İstanbul 6. İş Mahkemesinin 2000/1096 Esas sayılı dosyasında birlikte aynı dönem olan Eylül 1991- Nisan 1999 tarihleri arasında davalı işverenin yanında kesintisiz, hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkin dava açtıkları, mahkemesince 09.05.2001 tarihinde verilen ayırma kararı üzerine davacı G.’ın davasının aynı mahkemenin 2002/308 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamasının sürdürüldüğü, anılan dosyaların delillerinin hemen hemen aynı ve işverenin de N.P. olduğu, çünkü hem davacı G. ‘ın hem de 2006/10942 Esas numaralı temyiz dosyası davacısı A. ’un,1997 yılında çalışmalarının bildirildiği işverene ait (26098) sicil nolu işyerinden verilen dönem bordrolarında işyerinin ünvanı P. K. olarak belirtilmekte iken işverenin adı soyadı bölümünde davalı işverenin adı ve soyadının yazıldığı, yine davacı ile kardeşinin çalışmalarının kısmi olarak bildirildiği diğer işyerlerinin de iş yeri sahibi ve ünvanlarının bu şekilde olduğu, böylelikle çalışma konusunda aynı tanık beyanlarının alındığı ve aynı bildirimler ile işverene ait vergi kayıtları da nazara alındığında işverenin aynı olup, aynı işverenin farklı işyerlerinden kısmi bildirimlerin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu yönü ile davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede yönetmelikle tesbit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Madde de belirtildiği üzere yönetmelikle tesbit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda 5 yıllık hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği açık- seçiktir. Somut olayda davacının 28.04.1994 tarihinde işe giriş bildirgesinin verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca dava 27.02.2002 tarihinde açıldığından davacının 1994 yılından önceki çalışmalara ilişkin talebi hak düşürücü süreye uğramış olsa da bildirgenin verildiği 28.04.1994 tarihinden sonraki çalışmalar yönünden hak düşürürü süre dolmamıştır. Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları 28.04.1994, tarihli davacının imzasını taşıyan işe giriş bildirgesi ile Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak primleri ödenmiştir. Davalı işveren tarafından ibraz edilmiş ve davacının imzasını taşıyan kısmi çalışmalara ilişkin ücret tediye bordroları olmadığından ve tanık beyanlarından davacının 28.4.1994-15.7.1997 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığı dönem bordro tanık beyanları ile sabit olduğundan, davalının ise devir olan işveren olarak gerek o dönemde yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasa gerekse 4857 sayılı İş Yasası ve 506 sayılı Yasa'nın 87. maddesi gereğince davacının bu dönem çalışmaları ile ilgili sigorta prim borcundan önceki işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek davacının 1994-1997 yılları arasındaki çalışmalarından bildirilmeyen sürelerinin tespitine karar verilmesi gerekirken bu dönemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.