Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8803 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 11051 - Esas Yıl 2006
Mahkemesi : Balıkesir İş MahkemesiTarih : 01.06.2006No : 880-521Davacı, davalı işveren nezdinde 01.01.1994-07.08.2004 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalıların tüm, temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Davacının temyizine gelince; Dava, davacının davalı işverene ait K. Sağlık Ocağı işyerinde 1.1.1997-7.8.2004 tarihleri arasında geçen davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece, beş yıllık hak düşürücü süre nedeniyle çalışmanın sona erdiği 7.8.2004 yılı sonundan başlayarak geriye doğru 5 yıllık süre yönünden 1.1.1999-7.8.2004 tarihleri arasındaki dönem için inceleme yapılarak davacının davalı K. Sağlık Ocağında Mayıs 2001 –Nisan 2002 tarihleri arasında 28 gün ve 205,05 YTL. sigorta primine esas kazanç ile çalıştığının tesbitine, fazla istemin reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 79/10.maddesinde, Yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilmeyen sigortalıların, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde dava açarak ispatlamaları halinde bu çalışmalarının nazara alınacağı belirtilmiştir. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden olmadıkları gibi; aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de değildir.Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya davalı sağlık ocağı tabipliğince 13.4.2002, 27.4.2002, 27.3.2002, 9.3.2002, 23.2.2002, 9.2.2002, 26.1.2002, 12.1.2002, 28.7.2001, 16.7.2001, 23.6.2001, 8.5.2001 tarihlerinde çalışması karşılığı ödemelerin yapıldığı görülmektedir.Gerçekten davacıya çalışmalarının karşılığı olarak ödenen ücretlere ilişkin gider makbuzlarının aralıklı düzenlenmesi davacının aralıklı çalıştığını göstermez.Yapılacak iş; davalı sağlık ocağında o tarihte başka temizlik işçisi olup olmadığı, davacının yaptığı temizlik işlerinin mahiyetinin ne olduğu araştırılıp, devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı da belirlenerek, davacı ile aynı işyerinde çalışan kayıtlı tanıkların ve zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine komşu olan diğer işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının bu kayıtları celbedilerek, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davalıya ait işyeri dosyası, davacının talep ettiği sürelere ilişkin dönem bordroları ile davacının imzalı ücret tediye bordrolarını dosyaya celbederek, davacının çalışmalarının devamlılık arzettiğinin ve kesintisiz olduğunun anlaşılması halinde davanın 18.11.2004 tarihinde açılmış olması karşısında hak düşürücü süreye uğramadığı davacının 23.02.2006 tarihli duruşmada talebinin 1997-2004 yılları arasındaki süreye ilişkin olduğunu ve dava dilekçesini bu şekilde ıslah ettiği yönündeki beyanı karşısında sosyal güvenlik hakkından feragat mümkün olmadığından davacının dava dilekçesinde " beş yıl geriye doğru hizmet tesbiti yapılması" şeklindeki açıklamasının sonuca etkili olmayacağı da gözetilerek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidirO halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 29.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.