Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 879 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 15803 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Ankara 3. İcra MahkemesiTARİHİ: 22/05/2008NUMARASI: 2008/301-2008/525Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı 3.kişinin istihkak davasına ilişkindir.Dava konusu taşınır mal, borçlunun takip ve ödeme emrinin bizzat tebliğ edildiği adres olan D.Sanayi R. Sokak No:92 İ. adresinde 01.07 2005 tarihinde borçlu şirket temsilcisi O.A.'ın huzuruyla haczedilmiştir.Borçlu Ltd temsilcisi davacı adına istihkak iddiasında bulunarak iş yerinin davacı 3.kişiye ait olduğunu ileri sürmüştür.Mahkemece davacı tarafından İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin aksi ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulune karar verilmiş isede dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle varılan sonuç doğru değildir. Borç 22.10.2004 tarihli faturadan kaynaklanmaktadır. Borçlunun bu faturadaki adresi haciz uygulanan iş yeridir.Dava konusu hacizden öncede bu adreste 11.01.2005,15.03.2005 ve 19.04 2005 tarihlerinde aynı takip dosyasından hacizler yapılmıştır.Aynı zamanda bu adres 25.12.1975 tarihinden bu yana borçlu adına Ticaret Sicilinde kayıtlı olan adrestir.Davacı 3.kişi 01.11.2004 tarihli vergi kaydına dayanmaktadır. Davacı dayanağı vergi kaydı No:92/A olup haciz No:92 adresinde uygulanmıştır.Aynı adres olduğunun kabulu halinde bile öncesinde borçluya ait ticari işletme iken borcun doğumundan hatta yapılan hacizlerden sonra davacı 3.kişi adına tescili örtülü iş yeri devri niteliğindedir. Borçlu devre rağmen haciz adresini işletmeye devam etmektedir. Nitekim borçlu temsilcisi hacizde hazırdır.Davacı 3.kişi borçlunun borca batık halini bilebilecek durumda olup borçlu ile davacı arasındaki bu ilişki, ticari işletme devri niteliğinde bulunduğundan IIK'nun 44 ve Borçlar Kanununun 179. maddelerinin uygulanması gerektiği açıktır. Anılan maddelerde öngörülen koşulların yerine getirildiği iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekten borçlunun devri kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirilerek ilan edildiği ve mal beyanının verildiğirie ilişkin dosyada hiçbir kanıt yoktur.Tüm bu işlemler danışıklı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yöneliktir.Bu durumda; devir alacaklının haklarmı etkilemeyeceği gibi, devralan davalıda Borçlar Kanununun 179. maddesi gereği işletmenin borçlarından sorumlu bulunduğundan, davanın reddi gerekirken kabulü usul ve yasaya aykırıdır.O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı (Alacaklı)'ya iadesine, 27.1.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.