MAHKEMESİ: Ankara 6. İş MahkemesiTARİHİ: 09/11/2005NUMARASI: 742-1010Davacı, 18.12.1984-31.12.1998 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmasına ilişkin işlemin iptaline, 18.12.1984 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, 18.12.1984 tarihinden itibaren 506 sayılı yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti ile 18.12.1984 ile 31.12.1998 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılmasına ilişkin kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Davacının 25.08.1983 tarihinde başlayan vergi kaydı nedeniyle 1479 sayılı Yasa'nın “24-I.a” maddesi gereğince zorunlu Bağ-Kur Sigortalısı sayıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının tespiti istenilen dönemde, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı mı, yoksa 506 Sayılı Yasa anlamında sigortalımı sayılacağı noktasında toplanmaktadır.Davanın yasal dayanağın?? oluşturan 1479 Sayılı Yasa'nın “24-I.a” maddesine göre; “ Kanunla ve Kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; Esnaf ve sanatkârlar ile diğer bağımsız çalışanlardan ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar ile gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar, bu Kanuna göre sigortalı sayılırlar.” Davacının 25.08.1983–31.12.1997 tarihleri arasında kahvehane işletmeciliğinden gerçek usulde, taksi işletmeciliğinden ise götürü usulde iki ayrı sicil numarasında mükellefiyetinin bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Kaldı ki, 506 Sayılı Yasanın “3/1-F,K” bentleri gereğince, Kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanlar ve her hangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın kendi nam hesabına çalışanların sigortalı sayılmayacağı ortadadır.Somut olayda, davacının dava konusu dönemde, vergi mükellefi, dolayısıyla zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğundan, 506 Sayılı Yasa'nın “3–1.F” maddesi gereğince sigortalı sayılmasına yasaca olanak olmadığı açık-seçiktir. Öte yandan 1479 sayılı Yasa kapsamında olduğu döneme ilişkin primlerin ödenmiş olmasına göre, davacının 1479 sayılı Yasa'nın (5458 sayılı Yasa'yla değişik) ek 19.maddesi hükümlerinden yararlanması da mümkün değildir. Yapılacak iş; davacının iki ayrı sicil numarası ile vergide kayıtlı işleri dolayısıyla SSK’da işyeri kaydının olup olmadığı, vergi ödemelerinin bulunup bulunmadığı, varsa miktarlarını, giderek vergide kayıtlı çalışmaların gerçek olup olmadığını yöntemince araştırılmak, gerektiğinde tanık dinlenmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.