Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8642 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 9979 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Havran Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/09/2006NUMARASI: 881-Dava, davacının 2.11.1998 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda bedence arızaya uğradığı iddiasına dayalı maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece davacının maluliyet oranının % 0 olduğu gerekçesi ile maddi tazminat istemin reddine, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı işyerinde PVC salamura borularını döşerken 4 metre yükseklikten düşüp sağ kulağından yaralanması ve sonrasında işitme kaybı oluştuğunu ileri sürerek bu davayı açmıştır.İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 77. maddesi ve İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Tüzüğünün öngördüğü önlemlerin işyerinde alınıp alınmadığının saptanması ile mümkündür.Bu yön ise, başka bir anlatımla,işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tesbit edileceği yönü tartışmasızdır. Oysa, mahkemece hakimlik mesleğinin gerektirdiği, genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişiye gitmeden bilirkişi yerine geçerek sorunun çözümlendiği açık-seçiktir.Yapılacak iş, işci sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden, İş Kanunu’nun 77. maddesi ve Tüzük hükümleri göz önünde tutularak yöntemince rapor alınmak, alınan rapor, mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve buna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece açıklanan doğrultuda araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.2-Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 506 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tesbit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tesbit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karar bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın işverence 2.11.1998 tarihinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirildiği, davalı Kurumca yapılan tahkikat sonucunda söz konusu olayın 506 sayılı Yasa'nın 11. maddesi gereğince iş kazası kabul edildiği anlaşılmaktadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının meydana gelen iş kazası sonucu kaldırıldığı SSK Edremit hastanesinin 3299 protokol nolu tıbbi müşahede ve muayene kağıdında sağ temporal bölgeye travma nedeniyle oluşan fraktöre bağlı kulaktan kan gelmesi teşhisi konulduğu, aynı hastanenin 29.12.2003 tarih ve 4574 sayılı raporunda sigortalının sağ kulağında ortalama 45 DB iletim tipi işetme kaybıo olup, bunun tedavisi için SSK ihtisas hastanelerine sevkinin uygun olduğu ve maluliyetine genel müdürlükçe karar verileceği belirtilmiş, SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığı’nın 14.2.2006 tarih ve 9420 sayılı yazısından sigortalının maluliyetinin % 0 olduğunun bildirildiği, Kurum’ca bu maluliyet oranı karşısında sigortalıya gelir bağlanmadığı SSK Balıkesir İl Müdürlüğü’nün 21.2.2006 tarih ve 12776 sayılı yazılarından anlaşılmaktadır. Diğer yandan 506 sayılı Yasa’nın 109 sonuncu maddesinde Kurumca verilen karara ilgililerle itiraz edilmesi halinde, durumun Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı bildirilmiştir. Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Kurumu bağlayıcı niteliktedir. Sosyal Güvenlik Hakkı kamu düzenine ilişkin olduğundan bu hakka ilişkin davalarda kendiliğinden araştırma ilkesi uygulanır. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalar, daha çok tarafların dava konusu üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardır. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı davalarda hakimin kararını(hükmünü) tarafların bildirmiş oldukları vakıalara dayandırılabilmesi için onların varlığına kanaat getirmiş olması gerekir. Taraflar arasında çekişmeli olmayan vakıaları da hakim kendiliğinden inceleme konusu yapar. Bundan başka hakim tarafların ileri sürmedikleri vakıaları da kendiliğinden araştırıp kararını bu vakıalara dayandırabilir ve davanın ispatı için bütün delillere kendiliğinden başvurabilir. Bu ilke gereğince mahkeme Yüksek Sağlık Kurulu kararıyla bağlı olmayıp özgürce uzman kişi ve kuruluşlardan görüş sormak suretiyle maddi gerçeği tesbit edip vicdani kanaatine göre karar vermelidir. Mahkemece davacı tarafın SSK Yüksek Sağlık Kurulu’ndan rapor alınmasına yönelik itirazları karşılanmamıştır. Somut olay da Kurum sağlık tesislerince tanzim edilen raporla sigortalının maluliyet oranı belirlenmiştir. Uygulamada maluliyet tespiti, öncelikle Yüksek Sağlık Kurulu’ndan maluliyete ilişkin rapor alınıp, buna itiraz edilmesi halinde bilirkişi incelemesi Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmaktadır.Yargıtay içtihatları Birleştirme Kurulunun 28.6.1976 gün ve 1976-4-6 sayılı Kararı'da bu yöndedir.506 sayılı Yasa'nın 109. maddesindeki yöntem uyarınca Yüksek Sağlık Kurulu’ndan davacının kulağında önceden işitme kaybına dayalı bir rahatsızlık olup olmadığı, mevcut rahatsızlığın olayla illiyet bağı bulunup bulunmadığı, illiyet bağı var ise maluliyet oranı konusunda görüş alınarak sonuca gitmek gerekirken mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu açıklanan doğrultuda araştırma yapılmaksızın sonuca gidilmiş olması da usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 25.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.