Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8591 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 9087 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Uşak İş MahkemesiTARİHİ: 10/05/2006NUMARASI:598-276Davacı, 01.06.2000-21.06.2002 tarihleri arası yersiz ödenen aylıkların yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Davacı SSK, davalıya eşi ve murisi Mehmet Sevim’in 02.05.2000 tarihinde ölümü nedeniyle 07.06.2000 tarihli başvurusu üzerine son defa tabi olduğu sosyal güvenlik kurumunun SSK olması nedeniyle, Kurumlarınca 2829 sayılı Yasa'nın 8/2. maddesi uyarınca ölüm aylığı bağlandığını ve 01.06.2000-21.06.2002 tarihleri arasında ölüm aylığı ödendiğini, murisin ölümünden önce 21.04.1999 tarihinde Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğunu, davacı murisinin son yedi yılda Bağ-Kur hizmetinin daha fazla olması nedeniyle 2829 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince murise Bağ-Kur tarafından yaşlılık aylığı bağlanması ve ölüm tarihinden sonra da aynı kurumca davacıya yaşlılık aylığından dönüşen ölüm aylığı bağlanması gerektiğini ileri sürerek yersiz ödendiği gerekçesi ile ödenen ölüm aylıklarının yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştiMahkemece, davanın istek gibi kabulü ile yersiz ödenen ölüm aylıklarının yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.Öncelikle, davacı murisine Bağ-Kur'dan yaşlılık aylığı, bilahare davacıya ölüm aylığı bağlandığı iddia edilmektedir. Bağ-Kur'ca bağlanan bu aylıkların devam edip, etmediği araştırılmadan, S.S.K.'dan ölüm aylığı bağlanarak mükerrer ödemelere neden olacak şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu durumda, dava Bağ-Kur'un da hak alanını ilgilendirdiğinden, Bağ-Kur'un davaya katılımı sağlandıktan sonra yargılamanın sonuçlandırılması gerekir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2829 sayılı Yasa'nın 8. maddesine göre “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca. hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.Ancak, malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re'sen emekli olma (Ek ibare:27/1/2000-4505/1 md.) süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları kurumun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca,kendi mevzuatına göre aylık bağlanır.”Somut olayda; davacı murisinin tahsis talep ettiği 21.04.1999 tarihinde son yedi yıllık hizmetinin fazlasının Bağ-Kur’da geçtiği, ölüm tarihine göre son defa tabi olduğu sosyal güvenlik kurumunun ise SSK olduğu uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık , davacıya hangi kurum tarafından ölüm aylığı bağlanması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı murisinin her ne kadar 21.04.1999 tarihinde Bağ-Kur’dan yaşlılık talep ettiği anlaşılmakta ise de yaşlılık aylığı murisin ölümünden sonra 11.10.2001 tarihinde bağlanmıştır. Davacı ise murise yaşlılık aylığı bağlanmasından önce murisin 02.05.2000 tarihinde ölümü üzerine, 07.06.2000 tarihinde SSK’na başvurmuş ve kendisine SSK’nca 29.08.2000 tarihinde ölüm aylığı bağlanmıştır.Davacı murisi ölümünden önce yaşlılık aylığı talebinde bulunmuş ise de ölüm tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı henüz bağlanmadığından ölüm aylığını bağlayacak Kurum 2829 sayılı Yasa'nın 8/2 maddesi uyarınca murisin tabi olduğu son sosyal güvenlik kurumu olan SSK’dır. Öte yandan, davacıya yaklaşık iki yıl süre ile SSK tarafından ölüm aylığı bağlanarak ödendikten sonra geçmişe yönelik işlem yapılarak bu aylığın iptali ile Bağ-Kur tarafından murise yaşlılık aylığı , davacıya da bu aylıktan dönüşen ölüm aylığının bağlanması ve SSK’nun birikmiş aylıkların faizi ile geri istenmesi sosyal güvenlik ve hakkaniyet ilkelerine aykırıdır.H.G.K.'nun 06.03.2002 gün ve 2002/21-132 E. 2002/139 K. sayılı Kararı da aynı yöndedir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın temyiz eden davalıya iadesine 24.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.