Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8547 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21520 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebepler ile davalıların temyiz nedenlerine göre davalı ...'un tüm, davalı ...'in ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, 23.07.2004 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece, 8.625,70 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/07/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; 23.07.2004 tarihli zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, davalı işveren şirketin kazada %60, davalı ...'nın %4, davalı ...'in %5, davalı ...'un %3, davalı ...'ın %3 ve davacı ... Koç'un %25 oranında kusurunun bulunduğu, davacının dava dilekçesi ile talep ettiği 2.000,00TL tutarındaki maddi tazminat istemini 09.04.2014 tarihli ıslah ile artırdığı, davalı ... vekilinin ıslahen artırılan maddi tazminat kısmı için süresinde zamanaşımı definde bulunduğu anlaşılmıştır.Somut olayda; 03.06.2014 tarihli inceleme konusu kararı temyiz eden davalılardan yalnızca davalı ... vekilinin süresinde zaman aşımı defi'nde bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık bu davalı için hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağı ve bunun doğal neticesi olarak da bu davalının borcunun tamamı veya bir kısmının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı ...'in davacı kazalının işvereni olmadığı bu olayda kazaya dair sorumluluğunun akdi münasebetten değil haksız fiilden kaynaklandığı açıktır. Hal böyle olunca bu davalı bakımından haksız fillerde zamanaşımı süresinin düzenlendiği 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/1 maddesinde belirtilen zararın ve failin öğrenilmesi tarihinden itibaren 1 yıl ve her halde 10 yıllık sürenin uygulanması gerektiği izahtan varestedir. Öte yandan 818 sayılı Borçlar Kanununun 60/2 maddesinde eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı hükmü mevcut olup olayımızda zararlandırıcı sigorta hadisesinin ayrıca suç oluşturduğu hususu da sabittir. Bu bakımdan dava konusu eylem için olay zamanında geçerli olan TCK. 102/4 maddesinde belirtilen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerekli olup bu süre 7 yıl 6 ay, sürenin başlangıç tarihi ise TCK. 103. maddesine göre olayın gerçekleştiği tarihtir. Buraya kadar yapılan açıklamalar ışığında maddi tazminat davası bakımından haksız fiilin öğrenilmesinden başlayan 1 yıllık süre ile uzamış 7 yıl 6 aylık zamanaşımı süresinin ıslahen artırılan maddi tazminat kısmı için fazlasıyla geçtiği bellidir. O halde Mahkemece hatalı değerlendirme ile süresinde zamanaşımı definde bulunan davalı ... bakımından ıslahen artırılan maddi tazminat kısmından da sorumluluğunu doğurur şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin hatalı değerlendirme yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...'e iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ...'a yükletilmesine, 20/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.