Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8344 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 8907 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Samsun 1. İş MahkemesiTarih : 5.12.2005No : 1432-1052Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, mahkemenin yetkisizliğine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, nitelikçe, zararlandırıcı sigorta olayında maluliyet oranının % 17'den fazla olduğunun tesbiti ile tazminat istemine ilişkindir. Bu yönüyle, uyuşmazlığın Sosyal Sigortalar Kanunundan kaynaklandığı açıktır. Öte yandan, Sosyal Sigortalar Kanununda, yetki ile ilgili bir düzenlemenin mevcut olmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın 5521 Sayılı Yasanın 15.maddesinin yollamada bulunduğu Hukuk Usuli Muhakemeler Kanunun 9.ve 17. maddeleri gereğince çözümlenmesi gerektiği söz götürmez. Yukarıda sözü geçen 9.maddeye göre, kurum merkezinin bulunduğu Ankara İş Mahkemesinde dava açabileceği gibi, 17.maddeye göre de, şubenin bulunduğu Samsunda da dava açılabilir. Bunun için, uyuşmazlığın, şube muamelesinden kaynaklanmasına gerek yoktur. Zira, Kurumu, temsilen kurum avukatlarının, şubenin bulunduğu yerde kurum aleyhine açılan davaları takibe yetkili olduğu açık-seçiktir. Tersinin kabulü, Anayasanın 141 ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 77.maddenin öngördüğü, emredici nitelikdeki hükümler, göz ardı edilmiş olur ki, bu hususun hukukça korunmasına olanak olmadığı da tartışmasızdır.Somut olayda, maluliyet tesbiti istemi de gözönüne alınarak davalı SSK Bölge Müdürlüğünün bulunduğu yerde, diğer bir ifade ile yetkili mahkemede dava açıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.