MAHKEMESİ : Silifke 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 07/06/2013NUMARASI : 2012/194-2013/706Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılardan Kurum vekili ile .... Tatil Köyü Yöneticisi H.. E.. tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 01.05.2003 – 29.09.2007 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 01.05.2003 – 11.09.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 1002181 sicil numaralı davalı işyerinin 01.03.1993 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, davalı işveren tarafından davacı adına 01.05.2003 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği ve davacının 01.05.2003 – 02.07.2007 ve 08.09.2009 – 11.09.2009 tarih aralığındaki çalışmalarının Kuruma bildirildiği, Mahkemece 02.11.2010 tarih, 2008/231 E., -2010/549 K. sayılı ilam ile; “davacının 01.05.2003 tarihinden 11.09.2007 tarihine kadar 4 yıl 16 gün sigortalı olarak davalı işyerinde çalıştığının tespitine ve yazılı miktarda alacağın tahsiline” karar verildiği, bu kararın davalılar tarafından temyiz edildiği, Dairemizce 06/03/2012 tarih, 2011/720 Esas, 2012/3118 Karar sayılı ilam ile; “alacak davası ile hizmet tespiti davalarını ayırmak ve eksik yargı harçlarını tamamlattıktan sonra yargılamayı birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmak gerektiği,” gerekçesi ile hükmün bozulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece alacak davası ile hizmet tespiti davasının ayrılmasından sonra verilen bu karar da davalı Kurum tarafından süresinde temyiz edilmiştir. 1086 sayılı HUMK.' un 74. maddesi (6100 sayılı HMK.' nın 26. maddesi) gereğince hakim, kural olarak iki tarafın iddia ve savunmaları ile bağlı olup talepten fazlasına veya başka bir şey hüküm veremez. Ayrıca, Mahkemece verilen ilk hüküm yalnızca davalılar tarafından temyiz edilmiş olup, Dairemizce de; temyiz eden tarafın yararına karar bozulmuştur. Bozma kararına uyan Mahkeme, "aleyhe hüküm verme yasağı" ilkesi karşısında, temyiz eden tarafın önceki bozulan karara oranla daha aleyhine bir hüküm veremez. Aleyhe hüküm verme yasağına aykırı davranmak hallerinde usul hükümleri ile hedef tutulan istikrar zedelenir ve mahkeme kararlarına karşı güven sarsılır. Somut olayda, davacının 01.05.2003 – 11.09.2007 tarihleri arasında davalı işverence Kuruma bildirilen çalışmasının 4 yıl 2 ay 4 gün olduğu, buna rağmen karara dayanak bilirkişi raporunda, 1 yıl 365 gün olarak kabul edilerek davacının 01.05.2003 - 11.09.2007 tarihleri arasında bildirilen çalışmalarının 4 yıl 16 gün olarak hesaplandığı ve bu süre üzerinden alacak hesabı yapıldığı, Mahkemece de bilirkişi raporundaki bu süre ve alacak üzerinden hüküm kurulduğu görülmüştür. Buna göre; bozulan ilk hükümde davacının çalışmalarının bildirilmediği 03.07.2007 – 07.09.2009 tarihleri arasındaki dönem yönünden herhangi bir hizmet tespiti yapılmadığı, buna rağmen davalıların temyizi üzerine bozulan ilk hükümden sonra yeni kurulan hükümde bozulan hükümden daha aleyhe olacak şekilde 01.05.2003 - 11.09.2007 tarihleri arasında kesintisiz şekilde hizmet tespitine hükmedildiği anlaşılmaktadır. Temyiz edenin aleyhine olacak şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Kabule göre de; davacının boyun fıtığı teşhisi ile 31.07.2007 tarihinde hastaneye yatması, 06.08.2007 tarihinde ameliyat olması 04.10.2007 tarihine kadar istirahat raporlu bulunması karşısında istirahatlı olduğu bu sürenin hizmet tespitine karar verilecek süre içinde nazara alınması hatalı olmuştur. Bu nedenlerle, davacının hizmet tespitine ilişkin talepleri yönünden davanın reddine karar vermek gerekir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ..... Tatil Köyü Yöneticisi Hidayet Eskilli'ye iadesine, 21.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.