Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8298 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 20774 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: Burdur 1. Asliye Hukuk (İş)MahkemesiTARİHİ: 06/09/2006NUMARASI: 918-953Davacı, meslek hastalığı sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacının meslek hastalığı sonucu uğradığı manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindirMahkemece, takip edilmeyen davanın H.U.M.K 409 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının davalı işyerinden olan işçilik alacakları ve manevi tazminat istemine ilişkin 2003/239 Esas sayılı dosya üzerinden görülen davada mahkemece manevi tazminat istemine ilişkin davanın işçilik alacaklarına ilişkin davadan tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Tefrik kararından sonra manevi tazminat istemine ilişkin davaya aynı mahkemenin 2005/918 Esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmiş 28.12.2005 tarihli yenileme tutanağındaki tensip kararı ile taraf vekillerine duruşma gününü bildiren tebligat çıkarılmış davalı vekiline 17.1.2006 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilinin işçilik alacakları davasındaki vekaletnamesindeki adrese çıkarılan tebligat belgesinin arkasına “alıcı adresten adresini bildirmeden taşındı” kaydı düşülerek tebligat iade edilmiş ve mahkemece 23.2.2006 tarihli ara kararıyla davacı vekili adına bu defa "E. Mahallesi S. Cad No:20/10 A. " adresine tebligat çıkarılmasına karar verilmiş ve duruşma tutanağının altına tebligat çıkarıldığına ilişkin şerh konulmuş, 30.5.2006 tarihli oturumda da mahkemece bu tebligatın bila ikmal döndüğü tutanağa geçirilmiş ise de bila ikmal dönen tebligatın parçasının dosyada olmadığı görülmüş ve aynı oturumda mahkemece dava taraflarca takip edilmediğinden H.U.M.K. 409 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına, 3 aylık sürenin dolması üzerinede 6.9.2006 tarihinde davanın H.U.M.K 409 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık tefrik kararı sonrasında oluşturulan 2005/918 esas sayılı dava dosyasında duruşma gününün tebliğinin usule uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan Tebligat Kanunu’nun 35 maddesinde “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır, 19.3.2003 tarihli 4829 sayılı Yasa’nın 11 maddesi ile değiştirilen ikinci ve üçüncü fıkrada ise adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi, tebliğ tarihi sayılır, bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır” hükmü yer almaktadır Somut olayda, davacı vekilinin temyiz itirazında ileri sürdüğü, işçilik alacakları davasındaki bilirkişi raporunun mahkemece bilinen yeni adresine tebliğ edildiği iddiasına göre yapılacak iş; öncelikle dosyada bulunmayan bu tebligatı ve 23.2.2006 tarihinde davacı vekiline çıkarılan ve iade olunan tebligatı dosyaya getirterek, 2005/918 Esas sayılı dosyada duruşma gününü bildiren tebligatlardaki adreslerin işçilik alacakları davasındaki davacı vekilinin değişen adresine yapılan tebligattaki adresle aynı olup olmadıklarını karşılaştırmak, aynı adres olmadığı taktirde davacı vekilinin değişen ve mahkemece bilinen yeni adresine tebligat çıkarmak, aynı adres olduğunun tespiti halinde ise Tebligat Kanunu’nun 35 maddesine göre davacı vekilinin bu adresine tebligat yapmaktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.