Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8208 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 19246 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Ankara 15. İş MahkemesiTARİHİ: 08/11/2006NUMARASI: 1244-703Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava,iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğrayan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir. Gerçekten davacının davalı işyerinde çalışmakta iken 09.11.1998 tarihinde iş kazası geçirdiği bu kaza sonrasında SSK A. Hastanesinin 12.04.1999 tarihli sağlık kurulu raporu uyarınca opere sağ triceps rüptürü teşhisi konulduğu,hastanın hafif işlerde çalışması gerektiğinin tesbit edildiği, kendisine SSK Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tedavi Hizmetleri ve Maluliyet Daire Başkanlığı yazısında belirtildiği üzere hastane raporuna dayanılarak % sıfır maluliyet verildiği ve bu maluliyet durumunun kesinleştiği ekli belgeler ile sabittir. Bu halde Davacının iş kazası sonrasında maluliyetinin olmadığı tesbit edildiğinden maddi tazminata hak kazanamayacağı açıktır. Ne varki, beden tamlığı bozulan işçinin duymuş olduğu acı ve üzüntünün giderilmesi için ( manevi tazminat) isteminde bulunabileceği de ortadadır. Bu yönden davanın yasal dayanağı belirgin olarak Borçlar Kanununun 47. maddesi ve 26.6.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararıdır. Anılan maddeye ve İçtihadı Birleştirme kararına göre, manevi tazminata hükmedilmesi için 1-Eylem, 2-Zarar 3-Zarar ile eylem arasında illiyet bağı 4-Eylemin Hukuka aykırı olması 5- İşçinin cismani zarara uğraması koşuldur.Somut olayda, davacının 09.11.1998 tarihinde zararlandırıcı sigorta olayında iş kazasına maruz kaldığı ve vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu, iş kazası sonrasında konulan teşhise göre hafif işlerde çalışması gerektiğinin tesbit edildiği ve sağlam insana göre maluliyet oranı olmasa dahi üzüntü ve elem duyacağı ruh bütünlüğünün ihlalinin de cismani zarar kavramına dahil bulunduğu söz götürmez. Bu halde ve özellikle yukarıda anılan koşulların oluştuğu görülmekle olaydaki tarafların kusurları da dikkate alınarak makul bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, davacının vücut bütünlüğünün ihlal edilmediği, ciddi bir cismani zarara uğramadığı şeklindeki yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.