Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8192 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18829 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacılar iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 445.262,43 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilincede duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.4.2015 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile karşı taraf vekili Av.... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava 12.03.2007 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yardıma muhtaç % 100 oranındaki sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemi ile aynı olay nedeniyle sigortalının eşi ve çocuklarının manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı ve davalı taraf vekillerince temyiz temyiz edilmiştir.Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, davalı Belediyenin makine ikmal bakım daire başkanlığına bağlı yıkıma yağlama atölyesinde çalışmakta iken olay günü budamak üzere üzerine çıktığı atölye yakanındaki ağaç üzerinde, yakından geçen yüksek gerilim hattına teması ile ağaçtan düşmesi ile meydana gelen iş kazasında yardıma muhtaç % 100 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.Olayla ilgili olarak derdest olan rücu davasında düzenlenen 24.09.2011 tarihli kusur bilirkişi raporunda kazalıya %70, belediyeye ise % 30 oranında kusur verildiği, aynı rapordaki açıklamalara göre bu kusur dağılımının iş müfettiş raporu ile uyumlu bulunduğu, dava konusu olayla ilgili olarak sigorta müfettişinin raporunda ölenin bağışlanmaz kusurundan söz ettiği görülmektedir.Mahkemece hükme esas alınan 08.03.2013 tarihli kusur bilirkişi raporunda ise davalı işverenin % 60, kazalının ise % 40 oranında kusurlu olduğu, belirtilmiştir.Bu duruma göre kusurun aidiyeti ve dağılımı açısından aynı olay nedeniyle farklı değerlendirmelerinin bulunduğu ortadadır. Hal böyle olunca mahkemece kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeden 08.03.2013 tarihli kusur raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.Yapılacak iş; işçi sağlığı-iş güvenliği konularında uzman ehil bilirkişi kuruluna konuyu yukarıda açıklandığı biçimde yeniden inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek kusur raporları arasındaki çelişki giderilmek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir. 16.06.2010 havale tarihli dava dilekçesinde dava açılanlar arasında ... yoktur. Bir davada hüküm ancak davanın tarafları hakkında kurulabilir. Oysa anılan davalı yararına manevi tazminata karar verildiği görülmektedir. Hal böyle olunca da davanın tarafı olmayan kişi hakkında hüküm kurumasının hatalı olduğu ortadadır.Kabul ve uygulama bakımından da; Gerek mülga BK'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. Maddesi göz önüne alındığında, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün ağır zedelenmesi durumunda, hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ağır bedensel zarar görene ve yakınlarına, uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene ve yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Bu ilkeler gözetildiğinde davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların az olduğu açıkça belli olmaktadır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, kusur raporları arasındaki çelişki giderilmeksizin, inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunun hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Davacı ile davalı yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma Avukatlık parasının karşılıklı olarak birbirlerine yükletilmesine, bozmanın niteliğine göre sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 15/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.