Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8050 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 10024 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: Trabzon İş MahkemesiTarih: 09.05.2006No: 787-231Davacı, toplam hizmetleri üzerinden emekli aylığının 2147 sayılı borçlanması yönünden başlangıç tarihinden itibaren ve 3201 sayılı borçlamadan doğan farkınında yurt dışından emekli olduğu 01.01.2002 tarihinden emekli aylığına eklenmesi gerektiğinin tesbitiyle aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, 2147 Sayılı Yasa'ya göre borçlandığı hizmetleri dikkate alınarak 01.01.1993 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin, tesbiti ile 01.01.2002 tarihinden itibaren de 3201 sayılı Yasa'ya göre yaptığı borçlanma süresi de dikkate alınarak aylığının yükseltilmesini ve aylık farkının ödenmesini, aksi yöndeki kurum işleminin iptalini talep etmiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacının 01.01.2002 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı tespit edilmiş ise de varılan sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden ,davacının 01.05.1958-30.11.1968 ve 26.02.1973-28.02.1983 tarihleri arasındaki 3570 günlük yurt dışı hizmetlerini 2147 sayılı Yasa'ya göre,01.01.1987-31.12.1991 tarihleri arasındaki 1800 günlük hizmetini de 3201 sayılı Yasa'ya göre borçlandığı,932 gün S.S.K na tabi hizmetleri de dikkate alınarak 01.01.1993 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı,davalı kurumca 01.10.1994 tarihinden itibaren yurt dışında çalıştığı tespit edildiğinden bahisle yaşlılık aylığı iptal edilerek ödenen aylıkların iadesi istendiği anlaşılmaktadır. Davacının 01.01.1993 tarihi itibariyle 55 yaşını ikmal etmediğinden bu tarih itibariyle yaşlılık aylığına hak kazanamadığı yönündeki tespit yerinde ise de 1997 yılında 55 yaşını doldurduğundan bu tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümleri çerçevesinde yaşlılık aylığı koşulları ve buna bağlı olarak davacının diğer taleplerinin de değerlendirilmesi gerekirken bu hususular göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.