Mahkemesi: Amasya 1.Asliye Hukuk İş MahkemesiTarih: 15.03.2006No: 665-88Davacı, Bağ-Kur'a ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamınca zorunlu tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 1994 yılından dava tarihi olan 16.12.2005 tarihi arasında SSK zorunlu sigortalısı olduğu süreler dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 say??lı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının Ziraat Odası kaydının bulunmadığı, Tarım Kredi Koperatifi ortağı olmadığı, üzerine kayıtlı zirai arazisinin olmayıp Ziraat Bankasından kredi almadığı, davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 24.6.1994 tarihinde yapılıp 1995, 1996, 1997, 1998 ve 1999 yıllarında yapılmış prim kesintilerinin bulunduğu görülmektedir.Mahkemece kesintinin bulunduğu 1.7.1994-31.12.1999 dönemi yönünden verilen tesbit kararı yerinde ise de prim kesintisinin bulunmadığı 2000, 2001,2002, 2003,2004 ve 2005 yılları yönünden 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların varlığı araştırılmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir. Yapılacak İş; davacıya ihtilaf konusu dönemde ürün satışı yaptığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek , ihtilaflı dönemde görev yapan muhtar ve azaların isimlerini tesbit ederek tanık olarak beyanlarına başvurmak ilgili Belediye Emlak Dairesinden davacının zirai arazi emlak vergisi mükellefi olup olmadığını sormak, mükellef ise belgelerini getirtmek ve tüm deliller bir arada değerlendirilerek sonuca gitmektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik incelem ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.