Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8044 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 21050 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : İzmir 5. İş MahkemesiTarih : 27.09.2006No : 124-725 Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, işkazası sonucu % 0 işgöremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının % 100 kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçi olay günü işyerinde, kesiciyi kurmaya çalışırken kesici kolunun aniden fırlaması sonucu yere düşerek yaralanmış ve bu iş kazası sonucu %0 oranında meslekte kazanma gücünü yitirmiştir.İnsan yaşamının kutsallığı çevresinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.20.12.2004 günlü üç iş güvenliği uzmanından alınan bilirkişi raporunda; kazanın meydana geldiği mahaldeki kesicinin iş güvenliği kuralları bakımından kusurlu olduğu bu nedenle kesicinin kolu kurulurken fırlaması sonucu iş kazasının meydana geldiği İş güvenliği Tüzüğü hükümleri çerçevesinde inceleme yapılarak davalı işverenin olayda %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.Nitekim 12.03.2001 tarihli SSK İş müfettişlerinin düzenlediği raporda da kesicinin kurma kolu emniyet tırnağının zamanla aşındığı ve davacının aşırı güç kullanmak durumunda kaldığı ,kesicinin teknolojik gelişmelere uygun olmadığı saptaması da yapılmıştır. Oysa, hükme dayanak alınan 04.08.2005 ve02.06.2006 tarihli bilirkişi raporlarında; bilirkişiler, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve işgüvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları ve bilirkişilerin iş güvenliği konusunda uzman kişiler olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca anılan bu kusur raporlarının, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.Mahkemece ,olayın oluş şekline uygun ve İş Güvenliği Mevzuatı çerçevesinde değerlendirmenin yapıldığı , bu konuda uzman bilirkişilerden alınan 20.12.2004 tarihli rapor doğrultusunda karar verilmesi gerekirken ,bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle,inandırıcı güç ve nitelikte olmayan, 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen iş güvenliği konusunda uzman olmayan bilirkişileri düzenlediği kusur raporlarını hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.05.2007gününde oybirliğiyle karar verildi.