Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8042 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26336 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A RDava, davacının davalı işyeri nezdinde 01/04/2005-23/01/2011 tarihleri arasında geçen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının 01/07/2006-21/03/2011 tarihleri arasında davalı işverene ait 1013618 sicil nolu işyerinde 850 gün asgari ücretle sigortalı olarak çalıştığının” şeklinde hüküm kurulmuştur. Uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, Mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya ait hizmet cetvelinde ihtilaf konusu dönem dışında 16/03/2011-22/03/2011 tarihleri arasında 7 gün 1033603 sicil no lu dava dışı işyerince hizmet bildiriminde bulunulduğu, davacının 21/02/2004- 21/05/2005 tarihleri arasında askerlik görevini yerine getirdiği, davalı işyerinin 01/01/2005 tarihinden itibaren Kanun kapsamına alınmış olduğu, 2005-2011 yılları arası işyeri dönem bordrolarının getirtildiği, yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu, davacı ve davalı tanıklarının dinlenmiş olduğu, dinlenen tanıkların bir kısmının bordrolu tanık olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, duruşmalarda dinlenen davacı ve davalı tanıkların beyanlarından davacının davalı işyerinde ihtilaf konusu dönem içerisinde geçen hizmetlerinin kesintisiz ve sürekli olmadığı; davacının yılın belli dönemlerinde çay-fındık sezonları Rize'ye çalışmak için gittiği anlaşılmakla Mahkemece davacının davalı işyerinde geçen hizmet sürelerinin şüpheden uzak olarak belirlenmeden yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.Yapılacak iş; davacının davalı işyerinde geçtiği iddia olunan hizmetlerin tespitine ilişkin olarak davalı işverenin bordrolarında kayıtlı diğer işçilerin beyanına başvurmak, ayrıca bu tanıkların adresleri tespit edilemediği ya da beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığıyla davalı işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek ve kesintisiz bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının davalı işyeri nezdinde geçen hizmetinin kesintili olduğunun saptanması halinde hükmün infazında tereddüte ve karışıklığa yol açmayacak açıklıkta davacının eylemli olarak çalıştığı tarihleri belirlemek suretiyle tüm delilleri birlikte değerlendirip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ...'a iadesine, 13/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.