Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8027 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 6210 - Esas Yıl 2006
Mahkemesi: Amasya 1.Asliye Hukuk İş MahkemesiTarih: 24.3.2006No: 237-137Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihten itibaren tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 2002 yılında yapılan ilk prim kesintisini takibeden aybaşından dava tarihi olan 4.5.2005 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa'ya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının teslim ettiği ürün bedelinden prim kesintisinin 20.5.2002 tarihinde yapıldığı tapuda kayıtlı zirai arazisinin ve Ziraat odası kaydının bulunmadığı görülmekle Mahkemece prim kesintisinin bulunmadığı 1.1.2003-4.5.2005 tarihleri arasında istem dönemi yönünden tesbite karar verilmiş olması hatale olmuştur. Yapılacak iş; davacıya ihtilaf konusu dönemde ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşları açıklattırmak, bu kişi kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise buna ilişkin belgeleri getirtmek, Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri, gibi tarımsal faaliyeti organize eden kuruluş ve idarelerin kayıtlarından yararlanmak, bu tarihlerde görev yapan muhtar ve azaların isimlerini tesbit ederek tanık olarak bilgilerine başvurmak, ilgili Belediye'nin Emlak Dairesinden zirai arazi vergi mükellefi olup olmadığını sormak mükellef ise vergi beyannamelerini getirtmek ve tüm deliller birarada değerlendirilerek sonuca gitmektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve değerlendirme sonucu salt tanık beyanlarına ve muhtarlık yazısına itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 11.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.