Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7941 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 7916 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Mersin 1. İş MahkemesiTARİHİ: 06/12/2005NO: 335-1140Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı kooperatifi E.l Koop. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. HUMK. taraf Ehliyetini tanımlamamış 38. maddesiyle Medeni Kanuna yollamada bulunmakla yetinmiştir. Medeni Kanunumuz ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleriyle bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini kazanacağını ve yaşadığı sürece taraf ehliyetinin devam edeceğini belirtmiştir. Öte yandan gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak ta taraf ehliyetinin sona ereceği Medeni Kanunun 28. maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır. Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Bu itibarla, gerek Medeni Kanun gerekse HUMK.nun dava açıldığı zaman hayatta bulunan kişiler yönünden düzenleyici hükümler koymuş; ölen veya mevhum kişiler hakkında açılacak davalar yasalarımızda yer almamıştır. Nitekim 4.5.1978 tarih 1978/4-5 sayılı içtihatları Birleştirme Kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Mahkemece, kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurulması gereken bu usul kuralı göz ardı edilerek hüküm kurulması doğru değildir.Kabul ve uygulamaya göre de davacılar vekili 9.12.2004 tarihli celsede davalı Hüseyin Öngel’e yönelik davasını atiye bıraktığının göz ardı edilmesi isabetsiz olmuşturMahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde ve özellikle 29.03.2004 dava tarihinden önce 19.11.2002 tarihinde öldüğü anlaşılan davalı Hüseyin Öngel hakkında açılan davanın reddi gerekirken,HUMK’nun 38.maddesi ile 4.5.1978 tarih 1978/4-5 sayılı içtihatları birleştirme kararına aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı S.S.Öngel Yapı Kooperatifinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan E. Kooperatifine iadesine, 11.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.