Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7869 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12756 - Esas Yıl 2015





Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici sebeplere göre davalı şirketler vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine.2-Dava, 24.08.2013 tarihli iş kazasında yaralanan yaşamını yitiren sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.Mahkeme, davacı eş için 25.117,15-TL, davacı çocukiçin 3.293,87-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak ve dava tarihi olan 04.11.2013, diğer davalı Somyürekler şirketi yönünden olay tarihi olan 24/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacı çocuk ın maddi tazminat talebinin reddine, Manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; davacı için 50.000,00-TL, davacı ve için ayrı ayır 35.000,00'er-TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sorumlu olmak ve dava tarihi olan 04.11.2013, diğer davalı şirketi yönünden olay tarihi olan 24.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.Gerek 818 sayılı Borçlar Kanununun 47 .maddesi gerekse de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile sigortalı yakınlarına verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, hükmedilecek tutarın manevi tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda olması gerektiği de söz götürmez ve yine 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de açıklandığı üzere zarar görenin müterafik kusurunun varlığı halinde bu durumun manevi tazminatın takdirinde göz önünde bulundurulması gerekir.Bu açıklamalar sonrasında somut olayda; tarafların sosyal ekonomik halleri, iş kazası tarihi ve özellikle davacılar murisinin baskın kusuru gözetildiğinde davacı eş ve çocuklar için hüküm altına alınan manevi tazminat ayrı ayrı fazladır.O halde, davalı şirketler vekillerinin bunu amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.