Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7812 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 19239 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: ANKARA 10. İŞ MAHKEMESİTARİHİ: 18/07/2006NUMARASI: 1319-438 Davacılar murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava iş kazası sonucu davacıların murislerinin ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacı, çocuklar K. , A., E. Ve H. K. ’in maddi tazminat istemlerinin karşılanmayan zararlarının bulunmaması nedeniyle reddine, eşi E. K. için talep gibi kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise; çocuklar K. , A., E. ve H. K. için 15.000,00’er YTL, eşi E. K. için 30.000,00 YTL. manevi tazminatın ölüm tarihinden yasal faiziyle davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacılar anne H.K., baba O.K. Ile kardeşler K.K., A.K., E.K., H.K. yönünden istemin reddine karar verilmiştir.İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 77. maddesi ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün öngördüğü önlemlerin işyerinde alınıp alınmadığının saptanması ile mümkündür.Bu yön ise, başka bir anlatımla,işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tesbit edileceği yönü tartışmasızdır. Alınan raporlar arasında çelişki olduğu taktirde de çelişkinin giderilmesi yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yapılacağı hususu açık seçiktir. Oysa, somut olayda mahkemece dosya arasına alınan ve davacıların murisinin öldüğü iş kazasında yaralanan işçi Z. A.’in davacısı olduğu Ankara 3. İş Mahkemesi’nin 2004/1578 Esas sayılı dosyasında alınan 15.3.2006 tarihli bilirkişi raporunda, işveren 0/0 20, ölen işçi 0/0 50, yaralanan işçi Z. A. De 0/0 30 oranında kusurlu kabul edilmiş, mahkemece alınan 10.2.2006 tarihli bilirkişi raporunda ise; işveren 0/0 60, ölen işçi 0/0 20 oranında kusurlu kabul edilmiş ve 0/0 20 oranında da olayda kaçınılmazlık olduğu belirtilmiş, yine mahkemece alınan 24.4.2006 tarihli bilirkişi raporunda işveren 0/0 70, ölen işçi 0/0 10 oranında kusurlu kabul edilmiş ve 0/0 20 oranında da olayda kaçınılmazlık olduğu belirtilmiştir. Özellikle tarafların kusur incelemesi ve bilirkişi raporlarına karşı itirazları anılan mahkeme dosyası içinde bulunan kusur raporları dikkate alınarak yeniden araştırma yapılarak çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur.Ayrıca, Borçlar Kanunu'nun 47. maddesinde adam (sigortalı) öldüğü takdirde ölenin ailesine manevi zarar adı ile adalete uygun bir tazminat verilmesine karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Anılan maddede yazılı “ aile” sözünün ölen ile arasında eylemli ve gerçek bir bağlılık ve ilişki bulunan yakınları kapsadığı gerek uygulama da ve gerekse öğretide tartışmasız kabul edilmektedir.Somut olayda ölen sigortalının annesi olan davacı H. , babası O.ile kardeşleri olan davacılar K., A., E.ve H. ’nın Borçlar Kanunu'nun 47.maddesine göre, aile kapsamına girdikleri, sigortalının ölümü ile acı ve ızdırap duyacakları doğaldır. Öte yandan, söz konusu davacıların ölen işçi ile manevi tazminatı gerektirecek ölçüde duygusal yakınlıklarının bulunmadığını kanıtlayacak herhangi bir delil de yoktur. Bu durumda, Borçlar Kanunu 47. ve Medeni Kanun'un 4.maddeleri ile 26.6.1966 gün ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı'nda kabul edilen ilkeler doğrultusunda davacılar anne, baba ve kardeşler için de manevi tazminat tayin edilmek gerekirken, yazılı düşüncelerle manevi tazminat isteklerinin reddine karar verilmesi de isabetsizdir.Kabule göre de; Hukuk Muhakemeleri Usulü Yasası’nın 43.maddesine göre aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunan davacılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmesi, maddi tazminat istemi maddi zararın SSK’ca bağlanan gelirin peşin sermaye değeri ile karşılanması nedeniyle reddedildiğinden ve bu durumun dava açmadan önce davacılar tarafından bilinmesi mümkün olmadığından davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmeside hatalı olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 08.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.