Mahkemesi : Bakırköy 2. İş MahkemesiTarih : 28.4.2006No : 1651-587 Davacı, 11.11.2002 tarihinden itibaren SSK'dan emekliliğe hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Dava, davacının 1479 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalılığının 31.12.1991 tarihinde son bulduğunun, 1.1.1992-13.6.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olmadığının ve tahsis talep tarihi olan 11.11.2002 tarihinde SSK Başkanığından yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir. 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 30.1.1973-13.6.2001 tarihleri arasında oda, 20.6.1987-31.12.1991 tarihleri arasında vergi kaydının bulunduğu oda kaydı esas alınarak 30.1.1973 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği ve davalı kurumca 30.1.1973- 31.12.1975,1.10.1976-28.2.1977,16.10.1977- 20.4.1982- 22.3.1985-28.2.1996 ve 8.7.1999-13.6.2001 tarihleri arasında sigortalı kabul edildiği, 1986, 1992 yıllarında düzensiz ve arizi olarak prim ödemelerinin bulunduğu görülmektedir. 1479 sayılı Yasa'nın 22.2.2006 gün ve 5458 sayılı Yasa'nın 13. maddesi ile değişik 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren Ek 19. maddesi karşısında davacının 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunması nedeniyle mahkemece 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığın 31.12.1991 tarihinde son bulduğuna ilişkin olarak verilen hüküm yerindedir. Davacının yaşlılık aylığı ile ilgili istemine gelince; davacının 1.1.1976-30.9.1976 tarihleri arasında 270,1.3.1977-15.10.1977 tarihleri arasında 225, 1.3.1996-7.7.1999 tarihleri arasında 1173 gün olmak üzere toplam 1668 gün zorunlu, SSK'lı 1.8.2002- 30.10.2002 tarihleri arasında 90 gün 506 sayılı Yasa'ya tabi isteğe bağlı sigortalılık süresi ile 30.1.1973-31.12.1975, 1.10.1976- 28.2.1977, 16.10.1977-20.4.1982 ve 22.3.1985-31.12.1991 tarihleri arasında toplam 5261 gün 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılık süresi olup bu 5261 günlük sigortalılık süresi içinde 1263 günlük sürenin primi ödenmiş ve 28.2.2006 tarihi itibariyle 1.177.46 YTL prim borcu bulunmaktadır. Davacının tahsis talebinde bulunduğu 11.11.2002 tarihinde primi ödenmiş sigortalılık süresi toplam (1758+1263 = ) 3021 gün olduğundan bu süre davacıya yaşlılık aylığı bağlanması için yeterli olmayıp gerek 506 sayılı Yasa'nın 60. maddesi gerekse 1479 sayılı Yasa'nın 35. maddesi gereğince yaşlılık aylığı hesabında primi ödenmiş süreler nazara alınacağından davacının Bağ-Kur'a olan prim borcunu ödemek suretiyle primi ödenmiş gün sayısını tamamlaması gerekmektedir. Öte yandan 2829 sayılı Yasa'nın değişik 8. maddesinde birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olmaması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı bildirilmiştir. İsteğe bağlı sigortalılık süresi fiili hizmet süresinden sayılmayacağından prim borcunun ödenmesi halinde davacının son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet sürelerinden fazla olan kurumca aylık bağlanması hükmüde nazara alınarak sonuca gidilmesi gerekir. Yapılacak iş; davacıya prim borcunu ödemesi için önel vermek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.