Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7801 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22518 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A RDava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının bakiye maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 1.214,88 TL maddi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından, her ne kadar mahkemece kesinleşen dosyanın ilk gerekçeli kararında davacının toplam maddi tazminat miktarının 2.214,88 TL olarak belirtildiği, bozmadan sonraki gerekçeli kararlarda da aynı hususun yazılı olduğu, fakat bu son kararları davacı tarafın temyiz etmediği, yargıtay'ın da 2. bozma kararında bu hususa hiç değinmediği, bu nedenle davalı taraf lehine kazanılmış hak oluştuğu kabul edilip, 2.214,88 TL'den kesinleşen dosyada hüküm altına alınan 1.000,00 TL dışlanarak karar verilmiş ise de kesinleşen dosya içerisindeki dairemizin 11/12/2012 bozma ilamının 1. bendinde açıkça davacı tarafın bakiye maddi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının açılacak olan ek davada gözetileceği hususunun belirtilmesi karşısında davacının bakiye maddi tazminat talebi açısından davalı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu yönünde varılan bu sonucun isabetli olduğundan bahsetmek mümkün değildir.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin yada tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Bu açıklamalardan olarak somut olayda, davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşmadığı gözden kaçırılarak davacının bakiye maddi zarar talebi hakkında usuli kazanılmış haklar çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmesi doğru değildir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.