Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 78 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 7742 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 1-Dava, iş kazası sonucu sigortalının sürekli iş göremezliğe uğraması nedeniyle maddi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 457.365,98 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 07.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacı sigortalının beton döküm işçisi olarak çalışırken iş kazası geçirerek, % 53 oranında malul kaldığı, iş kazasının gerçekleşmesinde % 100 oranında davalı işverenin kusurlu olduğu, hükme esas hesap bilirkişi raporunda davacının asgari ücretin 2,44 katı düzeyinde gelir elde ettiği kabul edilerek hesap yapıldığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında uyuşmazlık maddi zararın belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle sigortalının maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.Somut olayda, davacının beton döküm işçisi olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş hakkaniyete uygun maddi tazminatın hesabı için, öncelikle davacının davalı şirketle imzaladığı sözleşmede belirlendiği iddia olunan ücreti araştırmak, sözleşmenin bulunmaması halinde TÜİK’dan, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile ilgili Meslek Odalarından beton döküm işçisinin alabileceği ücretin sorularak kazalı işçinin gerçek ücretinin tereddütsüz olarak belirlemek, davalı tarafın ücret konusundaki kabulü de dikkate alarak usuli kazanılmış haklara riayet ederek davacının maddi zararını yeniden hesaplamak, tüm delilleri bir arada gözeterek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu açıklamalara aykırı olarak maddi tazminatın hesabında esas alınan ücretin hatalı olarak tespit edilerek hesap raporun hükme esas alınması bozma sebebidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.