Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7792 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16991 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan... İnşaat Tic. Ve San. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının tüm, davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, 125.568,58 TL maddi, 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu oluşan maluliyetinin Kurum'ca %39,00 olarak tespit edildiği, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi raporunda ise davaının sürekli iş göremezlik oranının %43,00 olarak belirlendiği, davacı vekilinin açıkça fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla Kurum'ca belirlenen oran üzerinden tazminat talep ettiklerini bildirmiş olmasına rağmen aşamalarda mahkemece aldırılan bilirkişi hesap raporunun %43,00 oranı dikkate alınarak düzenlendiği, bu raporda kurumca davacıya yapılan ödeme ve bağlanan gelirlerin rücu edilebilecek kısmının hesaplanan tazminat tutarından tenzili kısmının ise mahkemeye bırakıldığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde %39,00 sürekli iş göremezlik oranı göz önüne alınarak yapmış olduğu hesaplama doğrultusunda hali hazırda rücuya tabi kısımlar tenzil edilmiş şekli ile davanın ıslah edildiği, mahkemenin ise gerekçede tenzilat hesabını kendisinin yaptığı ve fakat hatalı olarak geçici işgöremezlik ödeneğini tenzil etmediği için aslında ıslah kadar bulunması gereken maddi tazminat miktarının, ıslahtan fazla çıkması nedeniyle taleple bağlı kalarak maddi tazminat isteminin kabul edildiğinin açıklandığı anlaşılıyor ise de hüküm kısmının sonuç itibariyle doğru olması nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.Öte yandan, Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin Duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 80.000,00 TL manevi tazminat çok fazladır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı şirketin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı ....'ne iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.