Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 779 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9765 - Esas Yıl 2015
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde asgari ücretin 2.590 katı ücretle çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacının 06.06.1996 ile 08.08.2005 tarihleri arasında davalı işverenlere ait iş yerinde asgari ücret tutarının 2,590 katı ücretle çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının, 06.06.1996 ila 01.06.1997 aralığında 355 gün 1023178 sicil numaralı tasfiye halinde de ,01.06.1997 ila 01.09.1999 aralığında 810 gün 1029469 sicil numaralı tasfiye halinde de ,22.05.2000 ila 01.08.2000 aralığında 69 gün 1029469 sicil numaralı tasfiye halinde de ,06.08.2001 ila 14.03.2003 aralığında 578 gün 1056184 sicil numaralı de çalıştığının tespitine ve 4.7.2001 ile 8.8.2006 tarihleri arasında asgari ücretin 2.590 katı esas alınarak prime esas kazancının tespitine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden,davacının 01.09.1999-22.05.2000 tarihleri arasında 1029469 sicil numaralı ,01.08.2000-05.08.2001 tarihleri arasında 1023178 sicil numaralı ve 14.03.2003-10.08.2005 arasında 1056184 sicil numaralı i unvanlı işyerinden hizmetinin bildirildiği,dönem bordrolarının dosyada bulunduğu,davacı tanıklarının davacının şef garson olarak 1996 haziran ayından itibaren kesintisiz ve sürekli çalıştığını beyan ettiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda , her iki şirketin de ortakları farklı olmasına rağmen tasfiye halindeki nin ortağı 'ın diğer şirketin yetkilisi konumunda olduğu,aynı adreste kurulu oldukları,vergi Dairesince düzenlenen 8.5.2001 tarihli işe başlama yoklamasında düzenlenen yoklama fişinde,işyerinde i'nin faal olduğu,mevcut demirbaşların yeni kurulan ne devredileceği ve 1056184 sicil sayılı işyerinin dönem bordrosunda kayıtlı 23 işçiden 21 işçinin 1023178 sicil sayılı işçisi olduğu tespitlerine yer verilerek ni devraldığı kanaatinin bildirildiği görülmektedir. İstanbul Ticaret.../...- Sicil Memurluğunun 06.01.2012 tarihli yazısında nin ana sözleşme tescil tarihinin 02.05.2001 olup halen faal olduğu,ortaklarının , şirket yetkili müdürünün olduğu belirtilmiştir. Tasfiye Halinde nin tescil tarihi 13.05.1996, ortakları olup ,şirketin 10.12.2001 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin 31.12.2001 tarihinde tescil,tasfiyesinin sona erdiğinin ise 08.05.2003 tarihinde tescil edildiğinden şirket sicil kaydının terkin edildiği belirtilmektedir.Dosyada şirketin ihya edildiğine dair bilgi ve belge bulunmamaktadır.Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Fesih ve tasfiye işlemi, bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eder. Tüzel kişiliğini kaybeden limited şirketlere davada husumet tevcih edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir.Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HMK'nın 52 ve 54. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir. Somut olayda; her ne kadar devir kabul edilerek karar verilmişse de şirketlerin nevi değiştirme yoluyla tasfiye olup olmadığı araştırılmalıdır. Ayrıca her iki şirket yönünden ayrı hüküm kurulduğu halde, karar başlığında davalı olarak yalnız gösterilmek suretiyle karar verilmesi isabetsizdir. Şayet şirketinin sicilden terkin edilerek tüzel kişiliğinin tümüyle ortadan kalkması söz konusu ise, açılan davada pasif husumetin kendisine yöneltilebilmesi için yukarıda açıklandığı üzere yeniden şirketin ihyasının sağlanması hususunda davacıya önel verilerek neticesine göre karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan G.. Ş..'ne iadesine, 01.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.