MAHKEMESİ: Ankara 16. İş MahkemesiTARİHİ: 13/04/2006NUMARASI: 1167-287Davacılar murisi T.K.'ın geçirdiği trafik kazasının iş kazası olduğunun tesbitiyle ölüm tarihinden itibaren iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacıların murisilerinin ölümü ile sonuçlanan olayın iş kazası olduğunun ve hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.Mahkeme, istemin kabulüne karar vermiştir.Yapılan incelemede, davacılar R.K. ile C. K.'ın dava tarihi olan 23.10.2004 tarihi itbariyle onkesiz yaşından küçük olup reşit olmadıkları, kanuni temsilcileri olan velileri, anne D.K. 'ın ise dava tarihinden önce 26.11.2003 tarihinde vefat ettiği, bu durumda 25.06.2002 tarihinde düzenlenmiş bulunan geçersiz bir vekaletname ile vekil tarafından dava açıldığı dolayısıyla dava şartlarında olan dava ehliyetinin mevcut olmadığı, Mahkemenin ise tarafların dava ehliyetini re'sen gözetmesi gerekirken bu hususu göz ardı ederek uyuşmazlığı esastan sonuca bağladığı görülmektedir.Dava ehliyeti, kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci(vekil) aracılığı ile davayı takip etme ve usul işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni Hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir. Mümeyyiz ve reşit olup kısıtlı olmayan her gerçek kişinin tam dava ehliyeti mevcuttur. Mümeyyiz küçüklerin ise bazı istisnalar dışında dava ehliyetleri bulunmayıp davalarda kanuni temsilcileri tarafından temsil olunanlar küçükler adına kanuni temsilcileri dava açabilir. Açılmış bulunan davaya kanuni temsilci icazet verebilir. Kanuni temsilci ise öncelikle veli( baba-anne), olmadığı takdirde de vasidir. Ancak vasi, yalnız vasi tayini kararı ile vesayeti altındaki kişiyi davada temsil edemez, dava açıp takip edebilmesi için sulh hukuk mahkemesi tarafından izin verilmiş olması gerekir. (H.U.M.K.'nun 38.md., M.K. 16.md.)Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın hüküm kurulmalı usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalıların bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde Mardin İl Özel İdaresi'ne iadesine, 07.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.