Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7558 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26229 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Sakarya 1. İş MahkemesiDavacı, malulluk aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Zeynep Bağcı tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının 01/10/2005 tarihinden itibaren maluliyet aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti ile Kurum sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “davacının 01/01/2008 tarihinden itibaren malullük aylığı alması gerektiğinin tespitine ve bu tarih itibariyle ilk 3 ay dışındakilerin aylıkların ödenmesi gereken tarihler itibariyle yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davacının çalışma gücünü 2/3 oranında kaybettiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının 506 sayılı Yasaya tabi olarak ilk işe girdiği tarihte maluliyetini gerektiren arızası bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 53. maddesinin sondan bir önceki fıkrası hükmüne göre; sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladıkları tarihte malul sayılmayı gerektirecek derecede hastalığı bulunduğu önceden ve sonradan tesbit edilen sigortalılar, bu hastalık ve arızaları nedeniyle malullük sigortası yardımlarından yararlanamazlar.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; 12/07/1975 doğum tarihli olan davacıya ait hizmet cetvelinde davacı adına 01/07/1995-01/10/2005 tarihleri arasında fiili hizmet, 01/01/2006-30/09/2006 tarihleri arasında ise 506 sayılı Yasa kapsamında isteğe bağlı sigortalılık hizmeti olmak üzere toplam 1862 gün SSK'lı hizmetlerinin Kurum'a bildirilmiş olduğu, davacının 02/08/1990 tarihinde trafik kazası geçirmiş olduğu, 06/11/2006 tarihinde malüliyet aylığı için tahsis talebinde bulunduğu, Kurum'un 20/08/2007 tarihli yazısı ile davacının malul durumda kabul edildiği ancak ilk defa çalışmaya başlamış olduğu işyerine maluliyetini gerektiren bu sebep ile girdiğinin tespit olunması nedeniyle bu talebinin reddolunduğunun davacıya bildirildiği, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 19/12/2008 tarihli raporunda; “davacının Nöroloji Kliniğinden yeniden muayene ile ayda geçirdiği nöbet ve ilaçla kontrol altına alınıp alınmadığının belgelendirilmesi gerektiği”nin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu'nun gerek 3.İhtisas Kurulu'nun 13/02/2012 tarih 1653 sayılı raporunun gerek ise de Genel Kurul'un 17/04/2014 tarih 734 sayılı raporunun ; “... davacının yaşına göre yüzde 66 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılması gerektiği, mevcut arızalarının 02/08/1990 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu meydana geldiği” yönünde olduğu, duruşmalarda davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; hizmet cetveline göre ilk defa 01/07/1995 tarihinde fiili hizmeti başlayan davacının 506 sayılı Yasa’nın 53. maddesi anlamında maluliyet başlangıç tarihinin trafik kazası geçirdiği tarih olan 02/08/1990 tarihi olarak Adli Tıp Kurumu'na ait raporlar ile belirlendiği anlaşıldığından Mahkemece bu husus göz ardı edilerek kurulan hüküm hatalı olmuştur. Mahkemece; bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, hatalı değerlendirme neticesi yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.