Mahkemesi : İzmir 5. İş MahkemesiTarih : 28.12.2005No : 264-885 Davacılar iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacılar S. ve F.Ç.'in tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı S.Ç.'in temyiz itirazlarına gelince; Dava iş kazası sonucu, beden gücü kaybına uğrayan davacı S.Ç'in maddi ve manevi, davacı anne ve babanın manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacı S.Ç yararına talep gibi 3000 YTL manevi tazminat verilmesine, yansıma yoluyla manevi tazminat istenemeyeceğinden davacı anne ve babanın manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin hüküm yerindedir. Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçinin, olay günü işyerinde, baharat öğütme işinde çalışırken sol el parmaklarını makina bıçağına kaptırması şeklinde cerayan eden işkazası sonucu %4,2 oranında meslekte kazanma gücünü yitirdiği anlaşılmaktadır. .İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.Davalı şirketin ortağı ve vardiye sorumlusu hakkında açılan Bornova 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 1999/1237 Esas nolu dosyasında görülen kamu davasının yarğılaması sırasında alınan 17.5.2000 tarihli bilirkişi raporunda işveren vekili Y. B. 4/8, ustabaşı A.E. 2/8, davacı işçi 2/8 , mahkemece alınan 28.4.2004 günlü bilirkişi raporunda; işverenin %. 85, işçinin % 5, ustabaşı A.E.'in ise % 10 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. İki rapor arasındaki çelişki giderilmediği gibi hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişiler, İş Kanununun 77. maddesinin öngördüğü koşulları gözönünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İşgüvenliği Tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.Mahkemece yapılacak iş; işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, raporlar arası çelişkiyi gidermek verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle,inandırıcı güç ve nitelikte olmayan. 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı S.Ç.'in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre maddi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6.7.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.