MAHKEMESİ: Kartal 2. İş MahkemesiTARİHİ: 25/04/2006NUMARASI: 609-326Davacı, 2000/236 sayılı ödeme emrinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, S. Otomotiv San ve Tic. A.Ş.'e ait işyerinde müdür olarak çalışan davacının, şirket prim borçlarından sorumlu olamadığının tesbiti ile adına gönderilen 2000/236 takip sayılı ödeme emrinin iptaline ilişkindir.Mahkeme, davacının tüm dönem yetkili şirket müdürü olduğundan, prim borçlarından sorumlu olacağına karar verilmesi,eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.Gerçekten, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 say??lı Yasanın 80.maddesinin sondan bir önceki fıkrası hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için; primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili,üst düzey yöneticisi olması zorunludur. Öte yandan Türk Ticaret Kanununun 317. maddesi uyarınca; bir A.Ş.'in idare ve yönetimi aynı zamanda karar organı olarak, yetkili idare meclisince yerine getirilmektedir. Her iki hükmün birlikte değerlen- dirilmesi durumunda; bir A.Ş. yönünden primlerin ödenmesinde, sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için bu kimsenin yönetim kurulunda başkan veya başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya imza yetkisine sahip üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan, veya kendisine yönetimce yetki verilmeyen karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin belli konularda imza sahibi olması da bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.Dava konusu olayda davacının28.09.1999-10.04.2001 tarihleri arası A.Ş müdürlüğüne atanmış şirket kaşesi altında atacağı münferit imza ile şirketi en geniş anlamda temsil ve ilzama yetkili olduğu, 10.04.2001 tarihinde de istifa ettiği, ödeme emrine konu borcun1997/6.ay-1999/12 ayları arası olduğu açıktır. Bu durumda davacının 1997// 6. ay - 28.09.1999 dönemindeki borçlardan sorumlu olmadığına ilişkin mahkeme kararı doğrudur. Mahkemece yapılacak iş;yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde davacının yetkili üst düzey sorumlu olduğu 28.09.1999-31.12.1999 tarihleri arası döneme ait şirket prim borçlarının hesaplanarak bu miktardan sorumlu tutulmalı ve bu dönemle sınırlı olarak istemin reddine, kalan dönemden sorumlu olmadığının tesbitine karar vermekten ibarettir.Mahkemenin belirlenen bu maddi ve hukuksal olguları gözetmeksizin davacı isteminin tümüyle reddetmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03/05/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.