MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, ... sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava; davacının 29.12.1994 – 01.12.2001 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece; davacının 29.12.1994 – 31.01.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğunun tespitine, davacının 01.02.2000 – 01.12.2001 dönemine ait talebinin şartları oluşmadığından reddine, aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 27.02.1986 varide tarihli bildirge gereğince tescil edilen davacının davalı Kurum tarafından ilk olarak 27.01.1986 tarihinden itibaren kesintisiz olarak sigortalı kabul edildiği, ancak daha sonra vergi, oda ve sicil kayıtlarının devam etmemesi nedeni ile 27.01.1986 – 29.12.1994 tarihleri arasında sigortalı olarak kabul edildiği, davacının 01.12.1986 – 31.08.1991 tarihleri arasında vergi, 30.03.1987 – 07.12.1994 tarihleri arasında oda ve 23.09.1987 – 29.12.1994 tarihleri arasında da sicil kaydı bulunduğu, ancak 15.04.1992 – 18.01.2002 tarihleri arasında bir kısmı da icra yolu ile olmak üzere prim ödemeleri bulunduğu, davalı Kurum tarafından mahkemeye; davacının 29.12.1994 – 01.12.2001 tarihleri arasında kalan primlerinin kısmen icra yolu ile kısmen de kendi rızası ile tahsil edildiğinin, ancak bahse konu dönemlerde yatırılan primlerin borcun tamamını karşılamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.Her uyuşmazlığın, dayandığı işlem veya olayların meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasal kurallara göre çözümlenmesi gerekeceği ilkesinden hareketle yasal koşulların ayrı ayrı ele alınarak ... sigortalılığı statüsünün ortaya konulması gerekir. 01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde zorunlu ... sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken, 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece Yasa'nın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu ... sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş, ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. Somut olayda; davacının sicil kaydının 29.12.1994 tarihinde bitmesi nedeni ile bu tarihten sonra 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılık koşullarının bulunmadığı açıktır. Ancak bu tarihten sonra davacının kısmen kendi rızası ile kısmen de icra yolu ile ödediği primler bulunmaktadır ve davacı tarafından ödenen bu primler, davalı Kurum tarafından uzun süre kullanılmış olduğundan davalı Kurum'un ödenen primlerin karşılık geldiği süreyi iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından bu süreyi de sigortalılık süresi olarak kabul etmek gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 01.10.1997 gün ve 1997/10-578 Esas, 1997/758 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.Öte yandan Dairemizin istikrar gösteren içtihatlarına göre kişinin zorunlu sigortalılık koşullarını taşımadığı dönem için Kurum'un hatalı işlemi sonucu geriye yönelik prim yatırması yararına kazanılmış hak oluşturmaz. Ancak, fazla prim ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren isteğe bağlı sigortalı olarak değerlendirilebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.11.2002 gün ve 21/892-990 sayılı kararları da bu yöndedir. Mahkemece yapılacak iş; davalı Kurum'dan, davacının prim ödemelerinin 27.01.1986 tarihinden itibaren sigortalı sayılması halinde hangi tarihe kadar olan süreyi karşıladığını sorarak, gelen yazı cevabına göre 29.12.1994 tarihinden sonrası için bildirilen süre varsa, bu dönem için davacıyı isteğe bağlı sigortalı olarak kabul etmekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.