Mahkemesi: Ankara 6.İş MahkemesiTarih: 12.10.2005No: 1492-970Davacılar, murisi A.Y. 'ın 08.05.2000 tarihinde davalılardan işverene ait işyerinde çalışırken geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacılar murisinin davalı işyerinde mevsimlik işçi olarak çalışırken 15.10.1999 günü hizmet akdinin askıya alındığı, 10.04.2000 tarihli sözleşme ile 25 gün süreyle akaryakıtı idare tarafından karşılanmak üzere, günlüğü 8.000.000.TL üzerinden toplam 200.000.000.TL bedelle “yalancı yaprak arısı mücadelesinde kullanılacak sisleme motorunun traktörle taşınmasını üstlendiği, sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesinden sonra 08.05.2000 tarihinde, davacının idaresindeki yakıtı idarece karşılanan traktör römorkuna yüklü ilaçlama motoru ve ilaçlama işçisi ile ilaçlama yaparken dik inmeye çalıştığı %60 eğimli arazide traktörün devrilmesi ile meydana gelen kazada öldüğü uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki ilişkinin hizmet akdine mi yoksa istisna akdine mi dayalı olduğu, giderek davacılar murisinin ölümüyle sonuçlanan kazanın iş kazası olup olmadığının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır.Mahkemece davacılar murisinin Döner Sermayeli Kuruluşlar ihale yönetmeliğine göre pazarlık usulüyle aldığı işin yerine getirilmesi sırasında öldüğü, kendi nam ve hesabına çalıştığı, olayın iş kazası olmadığı kabul edilmiş ise de varılan bu sonuç hatalıdır. Gerçekten davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun ve 2. ve 11. maddelerine göre bir işveren emrinde hizmet akdine göre eylemli biçimde çalışan kişiler sigortalı sayılır ve bu sigortalıların Yasanın 11. maddesinde gösterilen biçimde herhangi bir zarara uğramaları halinde olay iş kazası olarak kabul edilir.Bu durumda bir iş kazasından söz edebilmek için, öncelikle, aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun belirlenmesi gerekir. Hizmet akdinin unsurları; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Bağımlılıktan amaç işçinin işveren emir ve buyruğuna girmesi ve çalışmasını işverenin talimatı üzerine yürütmesidir. Zaman unsuru ise de bu çalışmanın günlük belli periyotlar içerisinde cereyan etmesidir.Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekirİstisna akdinde ise; bir eserin ücret karşılığında yaratılması söz konusudur. İstisna akdinde ücretin tespitinde eser göz önünde tutulur. İş sahibinin talimat verme yetkisi ise, elde edilecek sonuç içindir. Somut olayda davacılar murisinin akaryakıtı işverence karşılanan traktörüyle işverenin belirlediği alanlarda ve sürede çalıştığı açıktır. Her ne kadar sözleşme 25 günlük ise de sözleşmede öngörülen sürenin bitiminden sonrada aynı nitelikteki çalışmanın sürdürülmesi karşısında taraflar arasındaki akdin belirsiz süreli hale dönüştüğü ortadadır. Davacılar murisi ile davalı işverenlik arasında hizmet akdinin ayrıca unsurlarından olan zaman ve bağımsızlık unsurunun bulunduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerle tanık anlatımlarından açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca da, davacılar murisinin davalı işyerindeki çalışmasının fiili duruma göre hizmet akdine dayalı olduğunun, giderek ölümü ile sonuçlanan kazanın iş kazası olduğunun kabulü gerekirken, istisna akdine dayalı olarak iş yaparken kaza geçirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalılar yararını takdir edilen duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 01.05.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.