MAHKEMESİ : Kartal 2. İş MahkemesiTARİHİ : 26/12/2006NUMARASI : 2004/1115-2006/997Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1- Zararlandırıcı olaya maruz kalan işçi, olay günü ,servis olarak kullanılan, işyeri çalışanlarından S.K.’ın sevk ve idaresindeki, davalı işverenliğe ait 34 VG 8108 plakalı araçla işyerine giderken, sürücünün aşırı hız nedeni ile Samandıra turnikelerine çarpması neticesi oluşan iş kazası sonucu yaralanmıştır.Davacının yaralanması ile sonuçlanan kazanın iş kazası olduğu ve olayda davacının kusurunun bulunmadığı uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık şoförünün tam kusurlu hareketinden araç sahibi işleten ve istihdam eden olarak davalı işverenin sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.Mahkemece işverenin kusurunun bulunmadığından dolayı zararlandırıcı sigorta olayında sorumluluğunun bulunmadığı sonucuna varılmış ise de varılan bu sonuç hatalıdır. 2918 Sayılı yasanın 85.maddesinde araç maliki ve işletenin Borçlar Kanunu’nun 55.maddesinde de adam çalıştıranın sorumluluğu düzenlenmiştir.Her iki halde de yani gerek araç maliki ve işletenin ve gerekse istihdam edenin sorumluluğunun kusura dayalı sorumluluk olmadığı, işletenin sürücüsünün istihdam edenin de çalıştırdığı kişinin zarar doğurucu eylemlerinden sorumlu olacakları ortadadır Gerçekten; 27.3.1957 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere istihdam edenin sorumluluğu için kendisinin veya çalıştırdığı kişinin kusuru koşul değildir. Buradaki sorumluluk “Özen ve gözetim ödevinin” objektif olarak yerine getirilmemesinden kaynaklanan “Kusura” dayanmayan bir sorumluluktur. .Hal böyle olunca da araç maliki işleten ve istihdam eden olarak kusursuz sorumlu olan davalı işveren şirketin, varsa bu sorumluluğunu kaldıran nedenler açıklanıp tartışılmadan salt davalının kusurunun bulunmadığından bahisle davalı işverene yönelik davanı reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.2-Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme kararının içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına göre, hükmedilen .10.000.00YTL manevi tazminatın çok az olduğuda açıkça belli olmaktadır.Mahkemenin, belirtilen maddi ve hukuksal olguları dikkate almadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,14.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.