Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7267 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17719 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Bayburt Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ: 25/07/2006NUMARASI: 703-189Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradıkları maddi zararın giderilmesi istemine ilişkindirDavacıların murisi S.G.’ün 16.05.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu hayatına kaybettiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, kusurun aidiyeti ve oranının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Davacıların murisi S.G., davalı şirkete ait hazır beton santrali iş yerinde çalıştığı sırada 16.05.2004 tarihinde bakım yapmak amacı ile harç makinesi ve kumanda odasının bulunduğu 4 metre yükseklikteki platforma çıkarak platformun korkuluk bulunmayan kısmından düşerek hayatını kaybetmiştir.Mahkemece, Bartın Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2004/153 Esas sayılı dosyasında bulunan ??ç kişilik uzman bilirkişi heyetinden alınan raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ve söz konusu raporda, davalı G. İnş Ltd Şti’nin 6/8 oranında kusurlu bulunduğu bu kusur dağılımının ise 3/8’er oranında şantiye şefleri A. Ve S. G.’e ait olduğu, Davacıların murisi olan S.G. ’ün ise 2/8 oranında olduğu belirtilmiştir. Oysa, Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinde sabit olan maddi olgularla bağlı ise de, kusur oranı ile bağlı değildir. Ayrıca davalı şirket ceza davasında taraf da değildir. Olay, iş kazası olup, iş hukuku ve sosyal güvenlik ilkeleri çerçevesinde değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Bu bakımdan, insan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu’nun 77. maddesinin açık buyruğudur. İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu’nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. Hal böyle olunca, ceza davasındaki kusur raporunun hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez. Mahkemece yapılacak iş, işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu İş Kanunu’nun 77. maddesi ve işyerinin niteliğine göre işyerinde uygulanması gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün ilgili maddeleri çerçevesinde inceletmek, verilen raporu, dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemenin kabule göre, davacıların maddi tazminat talebinin feragat nedeni ile red edilmiş olmasına rağmen davalı yararına karar tarihindeki yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davacı yararına vekalet ücretine karar verilmesi isabetsizdir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 30.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.