Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı 3. kişi vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Davacı 3.kişi, mahcuz taşınırın kendisine ait olduğunu ileri sürerek üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, İzmir 17.İcra Müdürlüğünün 2003/11000 Esas sayılı takip dosyasının tasdikli suretinin getirtilmesi ve takip borçlusu adına SSK'nda kayıtlı işyerinin bulunup bulunmadığının sorulması ve varsa 2003 yılına ait dönem bordrolarının getirtilmesi için masraf yatırılması ve takip borçlularından T……. Ayakkabı Ticaret Ltd.Şti'nin davaya dahil edilmesi için kesin süre verilmesine rağmen kesin süre içinde bu hususlar yerine getirilmediğinden mahkemece davanın HUMK'nun 163. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir Uyuşmazlık İ.İ.K'nun 96. ve onu izleyen maddelerine dayanan istihkak davasına ilişkindir. İstihkak davalarına İ.İ.K'nun 97/11. maddesi hükmünce genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usulüne göre bakılır. Mahkemece her ne kadar 11.10.2005 tarihli celsede yukarıda anılan hususların yerine getirilmesi için kesin süre verilmiş ise de, davalı borçlu Mevlüt 'ün, davaya dahil edilmesi için kesin süre verilen borçlu T……. Ayakkabı Ticaret Ltd.Şti'nin iki ortağından biri olarak, Mahkemede verdiği beyanında davacının haciz mahalli işyerine kendisi bu dükkanı boşalttıktan sonra taşındığını bildirerek istihkak iddiasını kabul ettiğinden T……..Ayakkabı Ticaret Ltd.Şti'nin davaya katılması gerekli değildir. Çünkü borçlu, davacının istihkak iddiasına itiraz etmemiştir. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre uyuşmazlık yaratmış olmadıkça, istihkak davalarında borçlunun davada taraf olması zorunlu değildir. Öte yandan İzmir 17.İcra Müdürlüğünün 2003/11000 Esas sayılı takip dosyasının aslı Mahkemece İzmir 17.İcra Müdürlüğünden celbedilebilir. Takip borçlusu adına SSK'nda kayıtlı işyerinin bulunup bulunmadığı hususunun sorulması için masraf verilmemesi nedeniyle bu delile ulaşılamamasının sonucu ise bu delilin yokluğunda karar vermektir. Bu durumda, mahkemece davanın esasına girilerek toplanan deliller doğrultusunda sonuca gidilerek karar verilmesi gerekirken, kesin nitelikli ara kararının yerine getirilmemesi gerekçesiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı 3.kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı(3.kişi)'ya iadesine, 26.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.