Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 71 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4973 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ: Silifke 1. Asliye Hukuk ( İŞ) MahkemesiTARİHİ : 03/11/2014NUMARASI : 2012/133-2014/547Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ve davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A RDava, davacının 01.03.2006 ile 30.01.2012 tarihleri arasında davalılara işverenlere ait iş yerinde aralıksız çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 03.05.2006 tarihinden 30.11.2010 tarihine kadar davalı M.. C.. yanında asgari ücret ile hizmet akdine bağlı olarak çalışmışlığının tespitine,çalışılan dönemde kuruma eksik bildirilen günlerin 06.06.2006 tarihi ile 24.04.2007 tarihleri arasındaki dönem olduğunun tespitine ,diğer dönemlerdeki çalışmaların kuruma bildirildiğinin tespitine, davanın R.. Ö.. yönünden reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 03.05.2006 ile 31.03.2009 tarihleri arasında M.. C..'a ait 1051676 ve 1046158 sicil numaralı işyerlerinden ,01.04.2009 ile 08.02.2010 tarihleri arasında R.. Ö.. adına tescilli 1046593 sicil numaralı işyerinden ,09.02.2010 ile 30.11.2010 arasında M.. C.. adına tescilli 1046158 sicil numaralı işyerinden hizmetinin bildirildiği,davacının tespitini talep ettiği tarih aralığında 01.03.2011 ile 31.12.2011 tarihleri arasında 1067879 sicil numaralı Koop.,1079511 sicil numaralı Bilal Babalıklı ve 1087073 sicil numaralı .. unvanlı işyerlerinden hizmetinin bildirildiği,bir kısım dönem bordrolarının geldiği, bordro tanıklarının bir kısmının M.. C.. ve R.. Ö..'in aynı işyerinde çalıştığını ve ikisinin de işveren olduğunu beyan ettiği,bir kısmının ise davalı M.. C..'ın işveren olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır. Davacının, dava dilekçesinde aralıksız olarak davalılar yanında çalıştığını, ancak rızası dışında 1067879,1079511 ve 1087073 sicil numaralı dava dışı işyerlerinden hizmet bildirildiğini beyan ettiği, mahkemece bu iddianın araştırılmadığı ,öte yandan taraflar arasında 2012/134 E .sayılı dosya ile görülmekte olan işçilik alacaklarına ilişkin dava bulunduğu, mahkemece alacak dosyasının incelenmediği görülmektedir.Yapılacak iş, davalı işverenlere ait ihtilaflı döneme ilişkin tüm dönem bordrolarını getirterek, dönem bordolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, davacı rızası ve bilgisi dışında, 1067879,1079511 ve 1087073 sicil numaralı dava dışı işyerlerinden adına hizmet bildirimi yapıldığını iddia ettiğinden bu işyerlerinin dönem bordrolarını da getirterek uyuşmazlık konusu dönemde bu işyerlerinde çalışması bulunan tanıkları da davacının fiilen hizmet bildirimi yapılan işyerlerinde çalışıp çalışmadığı konusunda dinlemek,bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ,dinlenen bordro tanıklarının hizmet cetvellerini dosyaya eklemek , işçilik alacağı ile ilgili dosyayı celbederek bu dosyasındaki delilleri de irdelemek, araştırmayı genişleterek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Öte yandan,İşyerinin vergi kaydının kapanmış olmasının tek başına hizmet tespiti isteminin reddine gerekçe olamayacağı açıktır.Vergi kaydı olmasa dahi işyerinin fiilen kapsama alınacak nitelikte olduğu kolluk araştırması, açılış ruhsatı,oda kaydı,sicil kaydı, tanık beyanları ve diğer delillerle tespit edilebiliyor ve fiili çalışma ispatlanabiliyorsa tespit kararı verilebilir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı ve davalı M.. C..'a iadesine 18.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.