MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen ve kuruma eksik bildirilen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının 05/03/2008-15/03/2010 tarihleri arasında eksik yatırılan primlerin tamamlattırılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının davalı ... Mühendislik San ve Tic Ltd Şti ne ait iş yerinde 01.01.2008-30.06.2008 tarihleri arasında çalışma döneminde davalı ... ya bildirilmesi gereken prime esas aylık kazancının brüt 2.011,37 TL olduğunun, 01.07.2008-31.12.2008 tarihleri arasında çalışma döneminde davalı ... ya bildirilmesi gereken prime esas aylık kazancının brüt 2.139,64 TL olduğunun, 01.01.2009-30.06.2009 tarihleri arasında çalışma döneminde davalı ... ya bildirilmesi gereken prime esas aylık kazancının brüt 2.231,10 TL olduğunun, 01.07.2009-31.12.2009 tarihleri arasında çalışma döneminde davalı ... ya bildirilmesi gereken prime esas aylık kazancının brüt 2.321,55 TL olduğunun, 01.01.2010-15.03.2010 tarihleri arasında çalışma döneminde davalı ... ya bildirilmesi gereken prime esas aylık kazancının brüt 2.442,43 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 05/03/2008-15/03/2010 tarihleri arasında davalı şirkete ait 1155459 sicil numaralı işyerinden asgari ücret üzerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, dönem bordrolarının getirtildiği, davacının bildirimi yapılan döneme ait imzasız ücret bordrolarının bulunduğu, ücret bordrolarının asgari ücret üzerinden düzenlendiği, davacıya banka yoluyla yapılan ödemelere ilişkin dekontların bulunduğu, yapılan ödemelerin davacının bildirimleri ile uyumlu olduğu, tanık beyanlarının alındığı, tanıkların davacının net ücretinin 1.750 TL olduğunu beyan ettikleri, İstanbul Ticaret Odası tarafından davacının konumundaki bir çalışanın alabileceği ücretin asgari ücretin 1,5 katı kadar olacağının bildirildiği anlaşılmaktadır. Ücret tespiti yönünden davacı işçi finans ve idari işler müdürü olarak asgari ücretin üzerinde çalıştığını ileri sürmektedir. Nitelikli ve tecrübeli bir işçinin, yaptığı işin özelliğine göre asgari ücret üzerinden ücret alması, hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu durumun belirlenmesi halinde, işveren tarafından asgari ücret üzerinden düzenlenen belgelerin aksinin kanıtlanamayacağı düşünülemez. Tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Kanunun m.200 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmak sureti ile sonuca gidilmelidir. Somut olayda, davacının aldığı ücrete ilişkin olarak yazılı bir delil bulunmamaktadır. Ayrıca, davacının ücretinin tanık beyanlarına dayanılarak tespit edilmesi de doğru olmadığı gibi dosya içeriğinden davalı işyerinde finans müdürü olarak çalıştığı anlaşılan davacının asgari ücretle çalışması da hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu nedenle, davacının ücretinin emsal ücret araştırması ile tespit edilen asgari ücretin 1,5 katı kadar olduğu kabul edilerek ücret tespiti yapılmalıdır. Ayrıca, davacının davalı işyerinden 05/03/2008-15/03/2010 tarihleri arasında bildiriminin yapıldığı ve davacının talebinin de bu tarihler arasındaki ücretinin tespitine yönelik olduğu dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, davacının davalı işyerinden 05/03/2008-15/03/2010 tarihleri arasında bildiriminin yapıldığını ve davacının talebinin de bu tarihler arasındaki ücretinin tespitine yönelik olduğunu göz önünde bulundurarak davacının ücretinin emsal ücret araştırması ile tespit edilen asgari ücretin 1,5 katı kadar olduğunu kabul edip ücret tespitini yapmaktan ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.